Niye sessizliği suçlayan şarkıları çok dinler İçimizin bahçesinde açan baharları görmek istemeyiz Oysa en güzel yolculuktur can kenarına kurulup Kalbimizin renklerini teneffüs ederek Ve gırtlağımızdan geçen helal lokmaları izlemek İstanbul ...boğazında ki tekne turundan daha keyiflidir. Ya da dünya göklerinde bir planörle uçmaktan daha coşkuludur içimizin semalarında süzülmek. Hele yanınızda sizinle ciğerlerinize dolup dolup boşalan Bir sevdiğiniz varsa...
Hiç
İnsanın yüreğine ilikledikleri hep Ufka bakıp da sustukları hiçtir Annesi hep Babası hiçtir... Sevgilisi hep Oğulcuğu hiçtir Heple hiç arasında ki mesafeyse Kalbiyle gönlü arası kadardır Ve insan bu mesafe arasında gidip gelmekten Yorulur, yaslanır ve ölür.
Dur ve sus Hükmüne asi zamanın Kanatlarıyla uçuyoruz Her çırpınışımız bir esaret birikiyor Bir uçurtmanın özgürlüğünü Bizim zannedip... Savrulmayı hayallendikçe Eskiyor, yıpranıyoruz İpi koparıp rüzgara teslim olduğuğumuz da Ölüme uçuyoruz son kez. Ah zaman denilen gardiyan Öbür tarafda da var mısın acaba?
Kavganın tam ortasına düşmüş iyilik Gibi tahrip gücü yüksek bomba olmalıyım Yersiz öfkeleri, yurtsuz nefretleri, şekilsiz imgeleri imha edip Bir ıslık tüttürerek yoluma devam etmeliyim... Hiç kimsenin tanrısı olmadan Şehrin insanlarına iyilik ikram edip Allahlı olmanın farkını öğretmeliyim. Yoksa bu insan yoksulluğu Yarınların içinde ki umutlarıda öldürecek Söylenecek kelime kalmayacak şiire...
Kalbime birşey gelse de müstesna bir adam olmak için Söyleyebilsem hayata diyorum çoğu zaman. Bunun için hep kendimi arıyorum
Kendimi kelime kelime eritip döktüğüm her kalpte Sırtımı sıvazlayan her vaktin anında... Ve beynimin ücralarına kadar sızan her ışıkta En çok da üzerimde ölüp giden dünlerimde Hep kendimin müstesna hallerini arıyorum Aramak ne kelime Hepten bunun için yaşıyorum. Bulduğum vakitlerde ise insaniyet namına hemen dilime geleni Elimden geldiği kadar şiirleyip Kalbi ben olanlara söylüyorum.
Kaç adamım tam olarak bilmiyorum Gökkuşağından çok rengim Kaç çeşit sessizlikle söyledim hüznümü Ve hangi kitapların içinde aradım beni Umut diye Bilmiyorum.... Kaç mutluluk kadehinin yere düşüp parçalananı oldum Ve hep hiç olduğumu anladığım da varoldum Hangi rakamların gücüyle hesaplandım Hangi harflerin acziyetiyle nidalandım Bilmiyorum nerede, ne kadar, nasıl ve niçin kaç tane adamdım?
Umudun ufkuna bakıp da içinde bir isyan büyütmeyen var mıdır? Ve bir tenhalıkta kendini arayıp da hesaba çekmeden azad edebilen? Heveslerinin ikliminde yalancı cennetlere kalbini yaslamayan sahi kaç kişi vardır?
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Çınlamalar şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Çınlamalar şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
“İpi koparıp rüzgara teslim olduğuğumuz da Ölüme uçuyoruz son kez. Ah zaman denilen gardiyan Öbür tarafda da var mısın acaba?...” İnşallah yoktur ? Müsaade etmez lakin Tanrı, Hak etmezsen cezayı O da sadece ufak bir uyarı. Oysa ki öyle mi, Zaman gardiyanı; Asıl hak etmeyene verir o cezayı…
Ben kaybettim kendimi Sen dikkatlice başlıktan gir içeri Yüreğinde ki açlığa dair, Öylesi bir güzelliğe tedbir gerekir Alev alırsın sonra şiirin tam ortasın da…
Oldukça ağır şiir ! Öce dolaşıyormuş gibi yap satır aralarında Baktın ki yüreğinin boyunu aşıyor imgeleri bir bir Tütmeye başladın ufak ufak baktın ki, Katilin olmasın bir şiir ? Şiirden önceki kendini, Derhal git yanına getir Ve essizce şu şiir işini bitir ?....
Benim söyleyeceklerim Sadece bir tedbir Ama kurtulamıyorsan şiir’in yağlı ipinden Oldu olacak bari tekbir getir !!!...
Zengin imgelerle, Bir o kadar da zengin duygular ! Ahtapot’un kolları gibi, İnsanın yüreğini kuşatıyorlar !...