Sûde
Dikene bakarak dikeni batırıp ...
gördüğüm çorak bedenimi küle yatırmış, boğuluşlar... ve yetişirim ben her sabahın ölüm niyetine ayaklarım durur gitmekten zayıf kahverengiyle ıslanır... yüzümdeki bakışa bulaşır bulaşır körpe gençliğime bulaşır duvar saatinin hapishanesine Düşünüyorum ... bir cellat gibi kıvrılarak yatakta tehdit ediyor sigaralarım dünyanın tenini bu düşkün iyiniyet bir katil... öpüşüyoruz hava boşluklarına kaçıp şiirlerde yeterince inanmıyor inanç sarfiyatıyla buz gibi ... Yüzüme tekrar bak o çizgilerde ilerliyorsun ben savruk bir çocuğum daha beyazken zaman hucüm ediyor zaman değiştiriyor beni alzheimer ülkesinde zaman yeniyor beni... sana baktığımda ince kemiklerim gövdemde kırılırdı sana baktığımda şehrin irili ufaklı tüm taşları çarpardı yüzüme... şimdi Bir maskedir camın yüzündeki perdeler aynayla bölünen uykuda çömez bir rüyadır asıl ... kıyıdan habersiz bir sonsuzluk denizidir içimdeki o sevk ediliş seni sevmeye ve düşüş dibini görmediğim kör kuyulara. ve yüzün değişmeyen yüzün gelip yapışmıştır kaderime. aklımda yolsuz bir düş gibi senin varlığının içerisi aklımda ...ve şimdi tuzundan yanıyorum genzim kainatın cehennemi... |