Babamı Getiriyorlar Bana
Ah baba ah, tüm çocuklar böyle mi hisseder bilmem ama
Senin aldığın ekmek, peynir, zeytin ve ellerinle demlediğin çay Nedense baldan daha tatlı gelirdi bana Uykularım, düşlerim, çocuk gülüşlerim bile seninle güzeldi baba Sen varsın diye şımarık, sen varsın diye çocuktum ben Her gün okuduğun gazeteleri, kaybolmasın, kırılmasın diye köşe bucak sakladığın gözlüğünü Şimdilerde antika olmuş kimsenin yüzüne bile bakmadığı Lambalı radyomuzun başında oturup birlikte pür dikkat dinlediğimiz haberleri, şarkıları Hiç ama hiç unutmadım baba Bana kalsa dizlerinin dibinden asla ayrılmazdım ama Bir sabah ansızın, yavruna son kez doya doya sarılıp öpmeden Üstelik hoşça kal bile demeden, sessizce gidiverdin Oysa ben daha büyümemiştim, hayatı öğrenmemiştim Senden sonra yetimliği, horlanmayı, yere düşüp tekrar doğrulmayı Kısaca dimdik ayakta durmayı hayatın kendisi öğretti bana ve İyiler kadar kötülerinde yaşadığı bu dünyada tek tesellim gökyüzü oldu baba Her derdimi, hüznümü, hatta cimri sevinçlerimi bile gökyüzü ile paylaştım durdum Ona baktıkça huzur buldum, ona baktıkça hayal kurdum Hayal kurdukça bazen ay, bazen güneş, bazen yıldız oldum ah ah Ah baba ah, tüm çocuklar babalarına mı benzer büyünce bilmem ama Ben sana benzedim, her akşam bize masal anlat diyen çocuklarıma Anılarımı anlatıyorum, çünkü anılar daha şefkatli oluyor ve En güzeli de ne biliyor musun baba Her akşam babamı getiriyorlar bana. Nurcan TALAY 14.06.2014 Saat:19:30 |