4
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
2061
Okunma
Hayata geç kalmıştım/ koşuyordum
Sen ki yediveren güllerini devşirirken.
Ben soluk soluğa ıslak kaldırımlardan
Gecenin en zifirinden,
Sokağın en kuytusundan geçiyordum.
‘Göç davulu’ çalacak demişlerdi,
Son gemi son limandan kalkmıştı,
Son tren son istasyondan kalkarken,
Son vagona attım kendimi…
Keşkelerime gidiyordum,
Buğdaydan vazgeçmiş
Nefes arıyordum,
Bir ses arıyordum…
…
Gökyüzünü tavaf ederken gözlerim.
Küllenmiş bir ateşi
Kor bir ateşin üzerine serptim,
Hara düştüm yar,
Nara düştüm yar,
Ey yar !
Kurtar beni yar
Biryanım cehennem, avucumda ateş
Sekardayım çevremde ashabı nar.
Ve ondokuz melek var.
Kapılar bir bir kapanırken yüzüme,
Aklımı pazara çıkarmıştım / ne fayda,
Alıcı yok satıcı çok,
-Yok mu alan, her kılıkta akıl var…
…
Keşkelerimin izlerinden geri döndüm.
Ümit kapılarım kapanmışken / bir kapı
Son kapıya haykırdım
Mutluluk istiyorum,
Merhamet istiyorum,
Kalbimi getirdim, aklımdan ‘ben’i çıkarıp hemen.
Kapı açıldı.
Hayret!
‘Dede himmet’ dedim soluk soluğa,
‘oğul gayret’
gayret ki göç davulunun çalması yakındır.
Selahattin Cansız
5.0
100% (12)