İKRAM
tan-ı şafak sırra daim olanda
bi can-u leylam nuru soranda hur-i perim cemalini kıblegâha dönende arş-ı âlâ’da hikmet-i nizama durdum serdîgâhımda aşk vuslat-ı çöl gönül gözümde nur-u ikrar umman-ı hal bu hilkat-ı eren bir abdal derviş dile gelen bu sade irşad halle mülk-ü semada dem-i kıyama durdum nura garg olan canlarla bir selm-i sahhanda sohbete daldım ayyuk cana ilm-i hâl verip dest-i safi nur bâdeyle yare cennet-i ikram hikmet-i farz sundum |