KELİMELERİM SÜRGÜNKelimelerim kırgın bir araya gelip barışmıyorlar o yüzdendir kopuk kopuk şiirler de boy göstermeleri kimisi hece’nin ağırlığında ezilirken kimilerinin gözü serbestçe boğulmalar da azat etmek isterdim onları ne diye içime sürgüne gönderildiyseler hala mahkumiyetleri sürüyor kaçma çabalarına karşı ayaklarından prangaladım onları bu yüzdendir şiirlerimin beni böylesine sandalyesiz ipe götürüşü kendi ayağımı vuramadan öl diyorlar sanki bilgiç uzak görüşü. Ki bir sevdanın ölüsünü kucağıma alalı fazla olmamışken benden önce adımlıyorlar mezarlığı.. Bir şehrin gözyaşlarında yıkanalıberi tüm şehirlere küsüm sınır koymadan yaşamalıydım halbuki hayatı nasıl ki sınırsız sevebilme yeteneğim varsa hangi şehrin duvarlarına yaslansam üstüme yıkıldı sınırları kaçışlarım bu yüzdendi altında kalamazdım onca molozun (moloz demişken ne de çok çeşidi var) bir çocuğun gülüşleri yansırken gözlerimde gidişlerime gömülmek için yok olan silüetleri arıyorum bir kaç kürek toprak atarlar belki diye nasıl bilirdiniz sorusuna olur ya iyi bilirdik derler kaybolan kelimelere hapsolmadan . En acısıdır söylenmesi gereken kelimeleri boğazın düğüm düğümken yutmak. Sahiplenmekten korkumun nedeni de belli kime benim desem gömdüm geçmişe ki en çok hayvanlara düşkündüm en son bir muhabbet kuşunun kanadına bağlamıştım sevdamı bir kedinin ağzında son buldu gülüşüm o yüzden kedi olmaya karar verişimle aynı boylama düşer şimdiki dikilişim sevmelere doyamadan kaybetmek ne acıdır en iyisi kaybetmeden tüketmek şimdiki krallığımı. . Yağmur bulutlarını saklıyorum göz kapaklarımın ardında her gidenin peşinden avuçlarıma düştükçe damlaları ısıtıyorum kış güneşi yüreğimle. Gölgeli bakışların altında kendimi unutalı kim bilir ne kadar oldu halbuki çıplak güneşlenirdim en çok bakmayın bu yanıklar o zamandan kalma Firavunun gece attığı çığlıklar gibi yeni varlığım gündüz yediğim canları gece kusuyorum af dilemek babında. Ayvazım DENİZ |
Tebriklerim, selâm ve saygılarımla...