KENDİNİ ARAYAN ADAM
Bundan sonra ister şöyle istersen böyle de
Gözü yaşlı bir yusuf bıraktın, artık geride En seçkin kelimeleri kuşanmışken üstüne İhanet dedin! Emanet dedin! Üzdün! Kastın ne? En ağır depremdi yaşadığım halim Emanetin candan öte başım üstüne Sözüm yüreğe hapsoldu söylemiyor dilim İhanet etmedim ben! Al emanetin üstüne Haddimi aştım belki de; edepsizlik ettim Ne ettimse ben ettim, ama kendime ettim Üzdüm bir güzel insanı affedilir yanı yok! Kendimden yitirirken beni, kendimde bittim İşte kalem işte kâğıt hüküm sende söz sende Rabbim size ilham vermiş şiir sende söz sende Duygu yüklü güzellikler hissiyatlı söz sende Oku! Yüzüme fermanımı söyleyecek söz sende Kendi ipimi taktım boynuma bakacak göz sende İster kalsın, ister çöz, çözsen de bir çözme sende Ancak; Ben gizli bir kitabım anlaşılması gereken Bu koskoca kâinatta, benim işim ne? Neydi benim içimdeki neydi olup biten Şükredip kulluğumu yapmalıydım Rabbime Şöyle dersin soranlara: bir günahkâr kuldu Bir gülün meylinde hem sarardı ve soldu Günahımı biliyordum dedi: İçimde çok daraldı Gönlünde bitmeyen sevgi: Allah ve Resulü vardı Alev aldı yüreğim tarif edemem acıyı Şimdi sürgün yıllarım bitirir mi sancıyı Bir kaosun içindeyim çıkmaz bir sokakta Yardım eyle Rabbim; Kendini arayan adamı koyma n’olur darda Zafiyetim yığın yığın sıradağlar oluştu Günahımla sevabım bir bedende buluştu Sevdamın bir teline dokunsaydı bir muştu Bu yusuf denilen zat; çoktan adam olmuştu İçimde geziniyorum yol uzun yolcuyum ben Maceramı,hayalperestlik mi,yoksa aşinalık mı! Bir düşünce girdabında döne döne giden ben Çizdiğin tablo ufkun olsun, karanlık mı, aydınlık mı? Yusuf Erdoğan |