Sürgün
Memlekette garip sesler yükseldi
Her kafadan başka bir ses çıkıyor Sanki bent yıkıldı, sular yükseldi Önüne ne çıksa vurup yıkıyor İp puştun eline geçerse bir gün Gönüllerde başlar dönülmez sürgün Vatan, millet diye bağırmak yasak Açık gezmek serbest, örtünmek yasak Birisine batar, içten ağlasak Söyleyen o diller, sus pus oluyor İp puştun eline geçerse bir gün Anaların yaşı sel olur sürgün Müslüman’ın adı mürteci şimdi Gönüllerde çiçek açmıyor şimdi Namaz, oruç bile takmıyor şimdi Takanlarda zaten gizli yapıyor İp puştun eline geçerse bir gün Evlatlar kopacak, gidecek sürgün Dedikçe bayrağın kanı kırmızı Kızılca uşağın, tutar sancısı Ezan desen zaten çok yabancısı Okundukça kulakların tıkıyor İp puştun eline geçerse bir gün Memleket geriye gitmez mi sürgün Her gün ziftlenir de aynı tabaktan Dönüp te pislemek, sözde ahlaktan Memleket çok çeker böyle ahmaktan Helali yedikçe haram kusuyor İp puştun eline geçerse bir gün Damardan kan gider, başlarsa sürgün Kızı ayrı gezer, erkeği bir hoş Ayık görmek çok zor, müdavim sarhoş Hayat bu demekse durma sen de koş Çığırtkanlar her gün sizi arıyor İp puştun eline geçerse bir gün Dizlerde morlaşma, gönülde sürgün Edep haya kalktı gitti sessizce Gençlik yol alıyor çok edepsizce Namussuzluk böyle bir şey mi sizce Namus sığınacak liman arıyor İp puştun eline geçerse bir gün Dalgalar giderse, denize sürgün Birliğimiz dersen, gider zoruna Halklara ayırmış körü körüne Biraz kurcalayıp insen derine Kökleri çok uzak yerde çıkıyor İp puştun eline geçerse bir gün Yüreklerde isyan, gönülde sürgün Verilmesin soysuzlara bir paye Vermemişse gönül yıldız hilale Huzur bulmak ise vatanda gaye Huzuru üç buçuk soysuz bozuyor İp puştun eline geçerse bir gün Uyanık kal ey Türk, puşt gitsin sürgün 26/01/2008 Necati ŞİMŞEK Ankara |