Parmak uçlarından bir limandır akıyor
.,,,
sesimi limana yatırdım içinden yürüdü insanlar içinden çınladı ufaldı dağ ve dağ gibi üzünçlerin boca edildiği anlar oğlunu karlı gecelerde yitirmiş anneler geçti ardından yaslı dumanlarıyla adamlar ve sus. bağırış, küfür ve sadakatli dindarlar yanılmak. o büyük zarafetiyle kamçı giydiriyordu düşünceye düşünce kıpkırık yanlış yanlış yanlış bir duvar yazısında soluyordu karanfiller ve yaşamak kurtarılmış şehirlere batık agoralardan gidilebilirdi o zaman bazı sokaklar yakasından silkelerdi adamı kabul kabul İzmir de öpülmek bir içki kadehinden hızla sımsıcak sersemletebilirdi Ağrı da ağrılandığımız gibi asılı kalmak kalimera yazılmış olabilir taş balkonun menekşesinde ve ben kendime zulmettim kabul edilebilir traş kokusunu çoktan da çok unutmuş biri olarak ağız dolusu ürperebiliriz varım fırtınalar taşıyabiliriz yeşil bir duvara yaslanıp parmak uçlarımızla sindirilmiş ağulardan bin baldıran çıkarıp .,,, |
Yani şiirlerin gibi