Sökük: 3
"Sanığın kendi içindeki tutukluluk hali devam
etmektedir.Sanığı hücresine götürün." -HÜCRE- iç ülkemdeki hapishanemde bir mahkumum kendi parmaklıklarımı kendim dövdüm hezeyandan örülme buhranlarım dört duvarıma çivili hazan mevsimimin kokularının kırıkları üzerine yapıştırılmış kalp grafiğindeki yükselip alçalan sinyallerden topuzlarına kadar keder atımlarından yollar kurulu günlerim tek tek asılı sesleri dokununca birbirine çarpışlarda kristalize süs eşyalarından dökülen tınılar hırıltılardan dokunmuş bir karnaval sunuyor loş karanlığa her bakışımda süs eşyalarında donuklaşma değişimleri buzlu gam parçalarına düşüşleri dağlardan dökülen çığ hücremin tabanındaki anılarıma eriyişleri sanki bir alev coğrafyasına dökülmüşcesine damla damla anılarımın her tarafında birleştiler dönüşümleri küçük küçük akarsular kendi oluşturdukları denizlerde bıraktıkları alüvyonlar deniz kabuklarında zaman gemileri demirli alüvyonların sürgün limanında hırçınım hepsini fayı tutmuş ömrümün dört duvarına attım yaklaştıkça ne zaman olduğu bilinmez deprem duvarlarım çatlak çatlak deniz kabuklarının dokunuşlarında yirmiyi aşkın gri çerçeveleri sınırlayan kırıklar çocukluğum hücremin tavanında sıvı kristal görüntülerin bulunduğu bilgisayar ekranı düşlerim kristallerde saklı sarsıntılarla çatladı ekrandan dört duvarıma akışlarda zaman gemilerinden sızıyor yıllarım yılankavi bir şekilde duvardaki kırıklarda yarıklardaki boşluklarda düşlerim ilerleyişleri kılcal damarlar misali anılarımdaki yaş denizlerine sarılışlarda dibe batışları suyun kaldırma kuvvetinden fazla isyanlarım gözyaşı denizlerinden sondajlamakta alevlerim yüzeyde asiyim hepsini duvarlardaki deniz kabuklarına fırlattım yanışları çıtır çıtır hücremi aydınlatışlarda külleri pastelleşti çerçeveleri tablolaştırdı dışardaki gardiyanıma verdim pencerimin kenarında narin sesler umut misali bir kuş gözlerinde Dünyanın İnci’si şiir Kız Kulesi’nin karşısında biri zaman gemilerini yüzdürüyor tekrar alınmak üzere isyanları emanetçi martılarda keşke martılar sesleriyle hepsini satsa Haziran 2006 |