Gökgüvercin ve Şahan
olup ta yükseklerde
coşkusunda uçuşmak sevginin masum kanat çırpmak göğe ve süzülmek yere ehl-i keyif başkaldırmak asileşmek bazı kaybolmak özgürlüklerinde göğün müjdelenmek coşkusunda savurmak teleklerini karanlıktan aydınlığına evrenin avlanmamak gerek aldanmamak gerek şahandan ırak şahanı denk tutmamak asalet yaşamakta kollamak gerek dört bir yanı takılmamak pençelerine hançerine ve yüreğinden saplanmamak hışmın doruğunda zaman tasviri acımasız can alıcısı kuşlar delişmendir şahan şivan feryat ve figan ve ağzını açmış ve kan kokan beddua zamanıysa dağılsın yurdun yuvan yarılsın kara yerler zamanın durduğu an boşalsın gökler neredeler hani melekler ağlarlar zılgıt zılgıt şimdi zılgıtçı kadınlar o yerler o gökler kara nefes kan soluk sanki kucak açmışlar zalim önde bocaladı cüssesini olanca gücüyle gömdü canına gökgüvercinin bir deli şahan doymak bilmez kanadı yürek ve durdu zaman karardı maviler bakakaldı gök durgunlaştı sular bakakaldı göl uğuldayamadı bir an bakakaldı orman tanık oldu nilüferlerin sessizliği sustular canlı cansız durgunlaştılar yağdı bir anda gözyaşı çiçekleri bir ses duyuldu bir damla mutluluktan düşüp ortasına gölün açıldı halkalar yol verdiler mutluluğa bir damla kanın gizi buladı sessizliği kaçarak yükseldi delişmen şahan kayboldu ufuklarda bir dilim zamanda daha saklandı acıya karışan o artık bir damla kandı 14 AĞUSTOS 1995 ÇAKMAKLI İZMİR |