Yaşama HakkıYaşamak geldi içinden Sıvıştı usulca yatağından Koridorları aynalı hastanenin Eski zaman türküsü de çalmıyor artık radyolarda Fasıllar şimdiki zamanın Afralı tafralı Pullu paralı Şatafatlı Süslü artık şu insanların yaşamları “Dönüp de bakmıyorlar “ dedi İçerledi Hayıflandı Kahretti Kötüydü yaftası asılan karyolasına Zamanın eskittiği insan Düşündü sahipsizliği Doktorlar da gelmiyordu artık “elleri şüşeli” İncir ağaçları da yoktu hani Hastane önünde otomobiller Ölüm haktı herhal böyle yaşamaktansa Sanki revaydı ölüm Bu kadarcık mıydı Buraya kadar mıydı yaşam Haydi ihtiyar Kalk ve toparlan Sırtüstünün yangısında kaç zaman Gelenler gidenler de bittiler Desenize şuracıktan iki kelam Versenize bir nefes Bir ses Konuşsanıza duvarlar Tavandaki süzgün lamba bari sen şahit ol Terkedilmişlik var ya şu terkedilmişlik Yaşamın terkisindesin artık Dört nala bir yerlere Esir almışsa şu yatak O kadar kolay mı Teslim olmak yok Her şeye karşın yine de yaşamak gerekti Çekti Çıkardı Söktü Su gibi para akıtan zalim çarkın her şeyini İçindeki nefes isyan etti Derinden bir ah çekti Bıraktığı nefes Evlatlarının sevgisi Evlatlarının kahrı Ve evlatlarının özlemiydi Derin derin inlemeliydi Utanmamalıydı Gizlenmemeliydi Pusmamalıydı pısırık tilki gibi Neden Acısı içinde gizliydi Ulurken acıdan bir köpek Dinler miydi kimseyi Yaralı aslan Yaşar mıydı kükremeseydi İnledi İndi Süründü Sonunda dikilip ayağa Yürüdü Başı döndü Bir çocuk gördü yan odada Her yanı bağlı takım taklavat Derin uykularda süzgün Sanki uçsuz bucaksız bir dünyada Dileksiz İstemeyecek kadar masum yaşamı Dilenmeyecek kadar onurlu Hakkını devredip yan odaya Utandı Döndü Süründü Vardı uzandı sessizce yatağına Ne uluyan bir köpek olmak istedi Ne de kükreyen aslan Düğmeye bastı Bağırıp çağıranlara azar ustalarına Ne de canının acısına kulak astı Gömdü içine ulumasını Gömdü içine kükremesini İnlemedi bile İnandı ki artık gitmek gerekti Gülümsedi acısına O Artık uyuyan bir aslandı 20 Ocak 2208 Denizli |