Yüreğimiz k'ömür karası
Küçük yavruların öksüzce daldı yine kalabalığa
Kirlendi ağlamaktan k`ömür karası gözleri Bugünde güne sensiz uyandı(k) Gelsene Baba’m gittiğin ’yer’den Kurbanım dağınık saçlarına Baba! Duyuyor musun sesi mi? Çıkart şu fenerini Sabret biraz daha Nefesim nefesin olsun Uzat bileğini ki Yetişsin ekiplerin eli Baba! Tut ellerinden kaderin Kalbini ruhuna teslim etme Bu kısacık ömürde bizide (alnımızı) kara yazgılı k(s)oma Hayatımızı mikroplardan uzak tutan ellerin şimdi toprak altında Baba! Niçin gözlerin korku içinde kabir kapısına b’akıyor Koca dünyanın ağır yükünü biçâre beline yükleyip geniş hudutlar çiziyorsun yerin yedi kat dibine Niye ki Baba’m Yerin belli olsun diye mi? Ben kollarında ısınıyordum zaten Baba Şimdi hatırladıklarım ısıtmıyor hissettikleri mi Anne mi firâk-ı elîm içinde bırakıp hayatın karşılığı insanlığı ısıtmak pahasına vazgeçtin ahvâlinden öyle mi? Değdi mi Baba? Celbetti mi zişûûrun nazarını Soframızda çiğnediğimiz tek lokma yutarken acı ile takılıyor kursağımıza Kim vuracak sırtımıza Baba! Nâzenin bir çocuğum ben aczin doruğundan sesleniyorum duyuyor musun Babaaaa? Kap kara, soğuk kömürlere mi yasladın o mübarek başını Ne tarafa baksan karanlığın bile yas tuttuğu yeraltında yarım yamalak kaskının ışığıyla Kimleri arıyor gözlerin Baba! Beni mi, Annemi mi yoksa bir kaç gün evvel sobaya eliyle dokunan kardeşimi mi? Üzülme Baba’m Gözlerimin biriktirdiği yaş kadar Su toplamadı avuç içi Yerin dar mı Baba’m Sıkıyor mu ölmeden gömüldüğün mezar seni Sağ tarafına dön Dûâlarımız gelip terbiye edecek toprağın kalbini ’Lâilâhe illallah’ de Baba’m istidât lisânınla ’Lâilâhe illallah’ de Yemyeşil bahçeler muradın Üç yüz bin melek yoldaşın olsun Dürbünü andıran gözlerimiz karanlığına ışık saçsın Korkma Baba’m Kapatma gözlerini Şehâdet vakti yaklaşmadan Allah’ı an Ruhun sıraat’tan burak sûretiyle geçecek Öyle buyuruyor yaradan Sen korkma Baba’m Korkacak birileri varsa o’da insanlık! /Yaşıyorsa hâlâ/ Yüreğimiz k’ömür karası... zєץиєp є¢є єяєи |