YAĞMUR
Yağıyorsun üzerime
Sağnak halinde, Islanmaya ben dirensem de Yüreğim sırılsıklam sana. Kor bir bekleyişde Firavun saatler Musa’nın nurlu ellerinde Sanki ikiye bölünmek isteyen Kızıl deniz edası Yağmurda. İsmail masumiyeti ile bakışları bulutların Yarıp aydınlığı gelmek isteyen Cebrail havası yıldırımda Kirli bir oyun var sanki Ebu Leheb sokağında Bir işkencenin izleri yağmurun yağışında Sabır diyor İbrahim’e bir ses, sabır Ebabiller yo/kuşlarında. Kızıl bir bekleyiş Lenin cenahında Bir örs çekiç sessizliği yararak yükseliyor Challenger faciasını hatırlatan Ya da Hiroşima düzlüklerinde insan avlayan Vahşi insanlara Kadeh kaldırıp, kutlayan Vuran, katleden emperyalizmin son kalesi Düşmekte inşallah. Sızı bir benim değil muhakkak Myanmar’da ağlayan çocuğun da sızısı, Bağdat’ta düşen bombaya adı yazılan Uzuvları kayıp çocuğun da. Sanki mübarek gece mesajıydı Ya da bir bayram kutlaması İsrailli askerin silahından çıkan mermi. Dur demenin zamanı gelmedi mi? Durdurmanın, alet olmamanın Karşı gibi görünerek emperyalizme. Kaostan beslenen bir Nemrut gizlenmekte Her yürüyüşde. Ey Enheduanna Bu vuruluşlara da var mıydı bir şiirin, Sonu gökten düşen üç elma ile biten Üç maymunun tepesine Biri susan, biri görmeyen Diğeri malum. Son oyunun son sahnesinde Yankılanan demokrasi sesi Yağmur bölmekte oyunları Gürlemesiyle gök. ****** ***** **** Yağıyorsun üzerime Sağnak halinde, Islanmaya ben dirensem de Yüreğim sırılsıklam sana. Kor bir bekleyişde Firavun saatler Musa’nın nurlu ellerinde Sanki ikiye bölünmek isteyen Kızıl deniz edası Yağmurda. ls |