NEDAMETKeşke yaşanmasaydı dediğimiz Anıların yükü sırtımda, Aşağıların aşağısına iniyorum, Hatta düşüyorum. Zerre kadar bir umut kalmamış Elimden tutacak. Ben unuturum da diyorum Ya kendim bunları nasıl unutacak? Sıkıntı çöküyor Dünyaya açılan pencerelerime, Soğuk soğuk terler döküyorum Çıkış bulamadığım düşünceler Üzerine. Susuyorum, Suskunluk yetmiyor ama Beni benden koparacak Karanlık zamana. Karanlıktaki Bir kara kedinin gölgesi kadar Umutlarım. Çıkmaz sokak her taraf Ne yana baksam soğuk duvarlar, Hani her şey saklı kalacaktı diyorum? Hani saklılar sır olacaktı. Dağılmak bilmiyor sis perdesi Bazen ne olacaksa olsun diyorum, Aşırı güven gibi ama Aslında ne güven var Ne karanlık sokakta bir kara kedi. Elbette geçer bu anlar da Bu buhran, bu bitmek bilmeyecek nedamet. Oturup güzel zamanları düşüneceğiz Asmaların gölgesinde. Rüyada üzüm yemek iyi değil derdi annem, Karanlıkta kayboluyor kedi Karanlık, yoğun bir karanlık istiyorum Görmemek için kendimi. Sıfır noktası bu olsa gerek Hedefsiz bir hayatın, Kaç zaman oldu yaşamıma dahil olalı Bu uçurumların, Bu boşlukların. Düşüyorum anne düşlerimde, Bir de tövbelerimde eski tat yok Çünkü biliyorum tutamayacağım, Çünkü biliyorum unutamayacağım. Karanlık gecede bir kara kedi Hangi arabanın altında kaldı kim bilir? Üzüm yedim asmalardan, Sonra çardaktan düştüm Ve halen düşüyorum. Terlesem de ateşim var anne Üşüyorum. Pencerelerim kapanıyor, Perdeler hep aleyhime bitiyor. Son sahnesi herhalde hayatın, Sıfır noktasında kendi başına bir adam Suçluluk diz boyu karanlıkta. Burası beşinci kat Son durak diyor otobüs şoförü Ve ben iniyorum, Düşüyorum. |