ah nonam bana özlediğim masalları anlat
baharın balkonundan bir demet küpe çiçeği sarkar
menekşenin koynunda uyur sabahlar bir kız görünür saçları baharın her tonu ve nonam öper karanfil düşlerimi gamzeli gülüşüne kırlangıçlar vurulur aşk yemini söyler martılar köpük köpük köpürür denizler tuzu dudağımda ilk aşk gibi kusursuz güzelliği yedi veren gülleri gibi adını unuttuğum gölgemde açan gül ve bir avuç külde is kokulu sevdam ah nonam bana özlediğim masalları anlat kanatları billur yılkı atların dansını şimdi mülteci bir yalnızlığa ruhum kelepçeli af et ana dilime yabancı kaldı lisanım işte bundan dolayı hüriyete kelepçeli esaretim o yüzden hüzün kovanında kestane balıyım kekremsi ahh nonam elma kokulu masalları özledim ve şimdi veda dansına başladı yılkı atları kanatları bakır tenli heybesinde nonamın masalları ve zamanın fanusuna turuncu saatleri hapsettim mahmudiye düzkaya |
çok güzel bir şiir sayfadan ayrılmak zor geliyor..
Nona baba demek mi bilmiyorum ama arnavutçada nena anne demek sanıyorum
"hüzün kovanında kestane balıyım kekremsi
ahh nonam elma kokulu masalları özledim"
hele bu kısmı öylesi kendimi buldum
teşekkür ve sevgimle