DENİZ KIZIİstanbul’u benim için de gez benim için de öp boğazın serin sularını alnında rengârenk gün batımı ışıkları gözlerin şifalı yosun kokusu gönlünde deniz uykusu önüne geçemediğin kader İstanbul kadar güzel İstanbul gibi şirin kız kulesi gözlerin seher yeli ellerin rüzgar gülü görmeyen senin için deli yüreğin onun kadar serin sevgisi öyle derin bir tarih yuvalanır dalgalarında balıklar gezinir kıyılarında ruhun onun kadar temiz ve uysal İstanbul kadar yakın gönlün onun kadar candan onun kadar da nazik işveli bazen endişeli göz alıcı paylaşırsın ekmeğini kuşlarla özlemin kalıcı anılarla yaşayabildiğince güzel İstanbul’da içine alırsın her derdi sevgini... İstanbul kadar güzel nefesin uzaklardan gelir nağmelerle sesin bir dokursun ellerinle yolları incili gerdan Boğaz köprüsü hızla geçersin kollarından bir selam verir gidersin... Hiç ölmeyecekmiş gibi sevgin eh balık ekmek yemeden de gidilmez ki ! hep gezmek ister bu sevdalı gönlün bitirmeye yeter mi ömrün... Ey İstanbul seviyoruz seni hiç görmesem de yakında güneşinde poz verir mavi duvağın Şişli sahiline uzanır gemilerle Camilerde ezan sesin yüreğinden okunur Eminönü semalarına yankılanır kulaklarında Allah-u Ekber nidalarıyla deryasında suskun sanki yarılır gibi deniz inler Kız kulesi o muhteşem sesi merhaba Altın sırma Galata köprüsü martılar beyaz mendil olmuş salınır sakin mavi beyaz tülden sulara denizin suskunluğunda sessizce yine sarıyor her yanını sıcak deniz çarşaf gibi mavi örtüsü galata ikinci köprüsü oltalarda gönüllüsü turistlerin görücüsü geçer yollarından her bir sürücüsü İstanbul’u candan bilene helâl olsun Mertçe dimdik ayakta bekliyor kız kulesini ve İstanbul’u deniz kızı Behçet Bük 329/2.5.2014 |