Utangaç model dağ çileği
Utangaç model dağ çileği
Düşündüm de kara kalemle iyi olurdu gözlerinin karalığı daha çok sonra vazgeçiyorum Karanlığın da bir kapısı olmalı senin gözlerinle bakıyor ellerinle aralıyorum o kapıyı alabildiğine yemyeşil bir vadi gözlerin iki çağlayan pınar bayır aşağı iniyor dudaklarında konaklıyorum boşluğun duvarlarında yüzünün gölgesi profilden yarısı gölgede diğer yarısı güneş içiyor pırıl pırıl ve pınarlarından akan sular birikiyor ellerimde mentollü bir serinliği batırıyorum fırçama dönüp bakmıyor bile yüzünün diğer yarısı kolundaki sepetten elma yanaklı bir elma alıyorum bir yanı ithal yeşili bir yanı al al koluma sürüp parlatıyor kocaman bir ısırıkla koparıyorum kalınca dişlerimin izi senin yanağın kanıyor elim kolum boya içinde yağlı boya resmim bitmek üzre gözlerin ne renk olsun isterdin dudakların ya dağ çileğine ne dersin kolundaki sepette dağ çileği de olsaydı elma çürüğü bir düş görmüş gibiyim karanlığın da bir kapısı olmalı gözlerini aralıyorum öbür taraf ay sevinci etraf sessiz seninle bir de ikimiz baş başa kara kalem çizeyim ister misin her başını çevirdiğinde kaskatı oluyor evren bana doğru bak şimdi ve biraz gülümse ellerinde kır çiçekleri kıpır kıpır sen susunca sen böyle hareketsiz durunca arz oynuyor yerinden dünya vazgeçiyor dönüşünden çürüyor yeniden renkler Yüksel Nimet Apel 30/Nisan/2014/Bodrum |