ÜÇ BEŞ ADIMLIK VOLTA
Kör bir Pencerenin aralığında her gece bakışlarım
üzerime kilitlenmiş eski demir kapı ardında kaçışlarım Umutlarım çıplak duvarların dökülen sıvasını süsler Zifiri karanlığın koynunda atılan üçbeş adımlık voltada. Taş duvarlarda yankılanır her adımı saniyeleri ezişi saniyelerinde ezemediği bir yelkovan olmuştur birde akrep Yüreklerde esip sırtınızdan zehrini sokan birde hicran içimizdeki mabetin kutsallığını ezen üç beş adımlık voltada Tuğba ağacından dökülürmü bilmem hazan mevsimi gazeli Gayya çukuru içerisinde dolaştığımda olmuştur ay ışığı koynunda Ayağıma dolaşan kurumuş yaprak bile bilmem burada ne arar baharda Yıldızlarla adını gökyüzüne yazdığım üç beş adımlık volta da Kuşların bile cıvıltısı kuş gibi değil Onlarda kuş gibi ötmeyi mi unutmuş yoksa Kanat sesleri eşlik eder adımlarıma Adımlarımla kaçışır onlarda üç beş adımlık volta da Yarı demli yarı demsiz boz bulanık bir çaysın bardağımda Bardağımdaki acı çayın bile şeersiz oluşu bir hoş gelir dilime Ne hücrelerin rutubetli duvarlarında ürpermişliğim olur Nede seni düşünmediğim an olmuştur üç beş adımlık volta da Sadece atılan üç beş adımlık volta O voltada beden nerede kalp nerede Nereye kadar uzar bu duvarlardaki bakış Falakada kırbaçlanan hayeller nerede Sadece atılan üçbeş adım volta Seninle tek bir ayak takırtısı yankılanışında İmamesi kırık eksik taneli bir tesbih çekişinde Sadece seni düşünerek atılan üç beş adım Volta da |