SEVDA YÜKLÜ KERVANLAR
Sensiz geçen günlerimin arbedelerini yaşıyorum.
Oysa kimse duyamaz ki içimde kopan fırtınayı. Kim bilir vardır belki seninde yüreğinde pişmanlık bir parça. Ve ardından ağlayan sevda yüklü kervanlarla, Atıp gittiğin volkanlarda şimdi sensiz üşüyorum. Doğan her şafakla birlikte sıyrılıyorum acılarımdan. Bütün kavgaları barıştırıyorum içimde, Sensizliğimden kalan. Ve her gecenin karanlığında, sana yeniden ölüyorum. Silüetin yalnız bırakmıyor beni, Ayrılmıyor hiç baş ucumdan. Ben yokluğunla ölürken neydi bendeki bu sana can veren. Hayatımın tüm yanlışlarını, yanılgılarını yüzüme vuran. Söyle hangi rüzgarlara savurup gittin saçlarını. Hangi sırra kadem bastı, beni bırakıp gidişlerin. İçimdeki sensizlik kapıları kapanırken birbiri ardına, Bak yine sana ölüyorum her yerim kan revan. Şafaklar alaca karanlıktan sıyrılıp düşünce üstümüze. Biz hala sevda yüklü kervanlarla irkiliriz ikimizde. Aşkımız ayyuka çıkar, geri dönersen bir gün sende. Kim bilir belki bugün, belki yarından da yakın. Ve el ele verip kenetleniriz yine içimizdeki sevgimizle. Nevzat KÖKÇAK |
Emeğinize yüreğinize sağlık olumlu ve
umut vari telkinler güzel bir anlatı,
değerli dost kaleminiz çağlasın baki selamlar