MENEKŞE ERBAY ÖLÜMSÜZDÜR...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın 29.Nisan 1980 tarihinde Tuzluçayır Lisesinde yapılan eylemlerde polisin ve askerlerin okulun çevresini sarması ve okulu kurşun yağmuruna tutması sonucunda çocuklarımızı öldürüyorlar endişesi ile çok sayıda aile okul önünde toplanmaya başlamıştı bunlardan birisi de Menekşe anamızdı okula sürekli ateş eden askerleri sürekli ateş etmeyin çocuklarımızı öldüreceksiniz diyerek uyarıyordu toplulukla birlikte sonunda dayanamayıp askerlerle tartışan yürekli bir anaydı Menekşe Erbay anamız askerlerin ateşlerine daha fazla dayanamayıp panzerlerin önüne kendini siper ederken korkar bir askerin göğsüne nişan alarak ateş açması sonucu Devrim şehitleri saflarına katıldı Menekşe anamız yolu ışıklara olsun...Olaylar bittiğinde ben ve Menekşe ananın kızı sınıf arkadaşım Hüsniye ve 150 ye yakın kişiyle emniyete götürüldük ve orada polisler yalnızca Hüsniye Erbay kim diye bağırdılar biz işkenceye alacaklar diye polislerin etrafını sardık ve vermek istemedik bir yere götürmüyoruz serbest bırakıyoruz dediklerinde ikna olarak bıraktık Hüsniye’yi ve acı haberi aldık bizi de sonradan serbest bıraktılar çok acı ve çok derin bir iz bırakmıştır bizi bu Tuzluçayır Lisesi direnişi Menekşe anamızın yolu ışıklara olsun onu saygı ve sevgi ile anıyoruz...
Kazım DOĞAN
Korsan bir gösterinin yiğit birer direnişçileriydi onlar
Tuzluçayırlı olmanın ayrıcalığını gösteren Yiğit yürekli delikanlılarıydılar her biri… Kolay mı bir Tuzluçayırlıyı haksızlıklara karşı susturmak Kolay mı işçinin emekçinin alın terine ipotek koymak İşte burada başlar Tuzluçayırlı olmak… 29 Nisan 1980’di günlerden Okul bahçesine atılan ses bombalarıyla direniliyor, Dışarıdan askerler okulu acımasızca tarıyorlardı Makinalı tüfek sesleri kulakları sağır ediyor, Okul duvarını delen mermiler Başlarımızın üzerinden geçip karşı duvarı dövüyordu… Yukarıda polis helikopterleri Okul penceresinden gaz bombaları fırlatıyorlar Yiğit direnişçileri gaza boğuyorlardı Direnişi kıramayan oligarşinin komutanları Askerleri sürekli ateş etmeleri için azarlıyorlardı… Dışarıda; Bir ana yüreği dayanamayıp küçük korkak bir askerin karşısına çıkıyor, Durun çocuklarımıza ateş etmeyin diye cesurca bağırıyordu… Bir kalleş silah sesi tüm bakışları donduruyor Bir anne yavrularının önünde göğsünü siper etmiş Kancık bir kurşunla kanlar içinde yerde uzanmış yatıyordu Ve Menekşe ana adını Devrim şehitlerinin adlarının yanına yazdırıyordu… O gün; Korkak bir silah sesine esir düştü gülüşlerimiz Ürkek kuşların kanatları kanadı Yutkundu bir süre diller konuşamadı Sonunda gelip kalleş bir mermi boğaza dayandı Biz bedeni toprağa düşenlerin adlarını Sonsuza dek yüreklerimize kazarız Menekşe ana ölümsüzdür Adını dev puntolarla meydanlarda direnişlere yazarız… (Neden anam neden her toprağa düşenin ardından yüreklerimizde kan gülleri açar) Kazım Doğan 25.04.2014 |
evet tuzluçayırlı olmak bir ayrıcalık benim içinde öyle
çocukluğumun geçtiği mahallem güzel yurdum yine okudum yüreğin sesini
hemşerim sevgiler