şehitlerin dileğikusursuz geçti sırat köprüsünden sorgu melekleri sorguya çekmedi. göğsünde tutuşan yıldızlı ayı görünce tüm cennettekiler ona selam verdi. bir melek girdi usulca koluna, cenneti gezdirdi kat kat nur yüzlü şehide. bir selam duydu arkasından beyazlar içinde bir yerde, çevirdi yüzünü şehit sarıldı peygambere. onar onar gelmeye başladı tertipleri. kimi alnından kimi yüreğinden almış mermiyi. sordu ilk şehit: -ne halde vatan? haykırdılar: -her taraftan saldırıyor düşman! başı yerde bir asker daha ayak bastı cennete. selam verdi şehitler bu gelen onbeşlik yiğide. yiğit: -israfilin üflediği boru sağır etti beni.duyamam hiçbirinizi,dedi. şehitler: -o kıyamet değildi yiğit,çanakkaleydi. dudak okuyan yiğit ısrar etti: -o binlerce ölü? ya güneşin sönüşü? peki ya denizin kızıl rengi?dedi. gerçeği yineledi şehitler: -kıyamet değildi ey yiğit!çanakkaleydi. savaşı izleyen cehennemdeki günahkarlar, görünce çanakkaleyi şükreder oldular: cehennemin büyüğü dünyadaymış,deyip hallerini kat kat iyi buldular. dolaşıyordu hizmetkarlar yüzbinleri aşmış şehitlerin etrafında. arzu bekleniyordu onlardan, ne isteseler olacaktı. ama ne huri ister şehit, ne nimet,haşa can. allah’a haykırdılar: -tek dileğimiz vatan! kabul gördü yaradan şehitlerin duasını. yaşayan yoktu çanakkalede bir seyit hariç! mucize verdi allah mehmet oğlu seyit’e. yer gök kızıldı. ikiyüz okkalık mermiyi besmeleyle sırtladı. yolladı,o -sözde- şanlı gemiye, ağladı gururdan seyit, gemi batıyordu suların dibine. mehmet oğlu seyit göründü sonra cennette. hürmetle selam verdi çanakkale şehitlerine. endişeyle sordu şehitler: -ne halde vatan? -çok şükür allaha,dedi seyit,geçemedi düşman! |
dikkat ettim de sonra;cehennemdekiler savaşı görüyor da cennettekiler nasıl göremiyor?