Bir Periye Serenat
Günün başlangıcına mahreç olur gül adın,
Daima hayalimde has hayal kuğususun. Beni engelleyerek sır olmak mı maksadın? Nereye kaçarsan kaç çayımın buğususun. Kırk kere engel koysan vazgeçmez gönül senden. Hayalini görürüm açan erguvanlarda. Haberin var mı senin gönlümdeki desenden, Aklına gelmez miyim çay içtiğin anlarda? Sen ki naz perisisin efsanedir gülüşün. Yağmurumda bereket yalnızlığıma ilaç. İçini doldurursun kurduğum cümle düşün. Yerden yere vursan da daima başıma taç. Şu dilimden dökülen bir periye serenat. Yağmur damlarının saflığında hayali. Seher aydınlığında olur gönlüme kanat. Andırır duruşuyla bir cereni her hali. Senin için doğar gün Ankara’ya her sabah. Suretinin nurunda yıkar güneş yüzünü. Dilimdeki pelesenk sinemdeki gizli ah! Yaşasaydım seninle ömrümün son güzünü. Ankara, 21.04.2014 İ.K |