Dostluk...
Yalnız ben tek başıma yaşarken şu dünyada
Sıkıntılı günler içinde çıkıvermiştin karşıma O an birden nasılda ısınmıştım ben sana İlk defa yürekten dostum demiştim bir insana Kolay değildi bir insanın bir insana dost demesi Beraber otururken hemen bir çay demlemesi Çayın yanında güzel şeyler ikram etmesi İhtiyacı olduğunda onun ihtiyacını gidermesi Tanışma faslıyla başlamıştı bizim dostluğumuz Birbirimize kendimizi şakalaşarak tanıtıyoruz Yaşadığımız hoş olan eski hatıraları anlatıyoruz Her ikimizde birbirimizden hoşnut ayrılıyoruz Zaman zaman hatırlar bana telefon ederdin Bazı zaman evden çıkar senin yanına gelirdim Ya beraber çarşıya çıkıp sahilde gezelim derdin Ya da sana hiç sormadan pastaneye doğru giderdim Sohbet etmeye geldiğimde senin ikramların yokmu İnsan ne kadar aç olsada onun karnını doyururdu Bazı zaman olurdu ki senin evinde birşey yoktu Ama senin tebessüm etmen herşeyin değerinden çoktu Normalden iyiye doğru gittiği zaman işin Birgün zengin olursam beraber gezeriz deyişin Mutlu bir şekilde işine gidip gelişin Bana yol gösterirdi bir işe girmem için Bir zamanlar büyük bir borç içinde yüzerken ben Senin hiç çekinmeden benim borçlarımı ödemen Kalbimin atışlarını hızlandırırdı bilmem neden Söyle bunlar unutulabilirmi hiç ebediyyen Arasıra aramızda tartışmalar olurdu tabi Ama asla bir kavgaya dönüşmezdi ebedi Sakin sakin dururken tartışmayı sevmezdi Edep ve ahlak kurallarına riayet edelim derdi Aramızda öyle kesin kurallarla anlaşmıştıkki biz Kimse bize soramazdı ’yoksa küsmüsünüz siz’ Söz vermiştik ölene kadar dost kalacaktık ikimiz Zaten dostluğun bitmesine dayanamazdı yüreğimiz O kadar güçlüydü ki bizim dostluğumuzun bağları Dostluğumuz için yıkabilirdik sanki koca dağları Bu son cümle oldu her ikimizin ortak kararı Biz hep dost kalacağız dostluğumuzu yıktırmayacağız.. Mustafa KAPLAN 2002 |
güzeldi anlatım saygılarımlasınız