Ateş..Su..Toprak..Hava
Suya bakarak kavuştun ilk görüntüne
Yüzünü gördün, kendini tanıdın Ateşe yaklaştı sonra bedenin, ısındın Peki ya toprak Can verdikten sonra can alandın Geriye kaldı hava Dolu derin bir nefes daha Görünmeyen okyanus, bir muamma gibi ciğere dolandın Ateş, su, toprak, hava Sataş gönlüme ahu, bir yaprak daha düşsün önümde uzanırken bu vaha Mutlak bir gece olsun bulutsuz Yıldızlarla dolsun parlak Ve gözü keskin bir atmaca çıksın çölde ava Açılsın kanatları olanca, altından su gibi akarken hava Toprağın üstünde yanan bir ateş görsün Çölün ortasında raks eden sarı bir kız Çölün ortasında çokta ırak olmayan bir yıldız Ve toprak bırakır kendini Bu Dünya’yı bir tül gibi örter bedenim Onca cana ilk nefesi veren benim Yalındır halim konuşmayı pek sevmem Düşen bir tohumladır yeminim Yeterki bana bir başlangıç verin İzahını sorma oldukça derin Ve ıslah olmak için çok da yorulma Zaten yazılmıştır ellerimden kaderin Sonra raks eden sarı kız gelir, deli! Binlerce yıl oldu da daha kırılmadı oynamaktan beli Rengi gözlere hoş Dansı alır aklı, akıl kalır karşısında sarhoş Şeytanın icadı belli Ve der ben içinde yanan ateşim Ve o ateşin içinde yanan da benim Bir defa tutuştumu, bir defa düştümü sana gözlerim Karşımdakini gelecek köz niyetine özlerim Sen tükenmeden bitmez sözlerim Kış tükenmeden gelmez yazlarım Saat bitince, gün bitince, yıl bitince Ve ömür ellerinden yavaş yavaş gidince Bastığın toprak ateş olur Ateş gibi yakan sorular sorulur Kader defteri karılır Omzundaki melekler sarılır Ya suya ya da bana düşersiniz benim dostlarım Şimdi su gibi sessiz kalın ilerlerken koca bir okyanusta el kadar kalmış salın Bir yudum daha derken, bir yudum daha su Bir adım daha derken ayak çıplak ayak yalın Kesmedimi bir asa koca denizi ikiye Şaşırmadı mı halin Sordun ateş mi suçlu yoksa su mu güçlü diye Öldükten sonra çalmayacak mı sandın ilahin Ve su gibi ellerinden akarken zaman Geçmişin olur geleceğin için kahin Son bulur sonra herşey Ciğerlerine dolmayı bıraktıktan sonra hava Bütün Dünya’yı saran görünmeyen muamma Atmacanın kanatları olanca açılır, pençeleri kama Akıl almaz karanlığa dalışı Bir körpeyi alışı Bir nefes geriye kaldı bak Kafesteki kurbanın olur bu son yalvarışı Ateş, su, toprak, hava Sataş gönlüme ahu, bir yaprak daha düşsün önümde uzanırken bu vaha Bir nefisle bin nüfusa edilir hüküm Gecelerim uzun Çoğu gitti kaldı azım ulaşamadan daha sabaha Ateş oldum yandım Su döküldü uyandım Derin bir nefes aldım Sonra andım topraktan geldiğimi, Ve toprağa döneceğime inandım zamanla |