EYY NEFİS-4—Baktım gelmiyorsun ben geleyim, Aklî çatışmana son vereyim, Gel sen için, gözyaşı dökeyim, Nefsim gel seni Müslim edeyim. Gel anlatayım Hakkın emirlerini, Ele avuca sığmaz öğütlerini. Bilmez misin gönül mücadelemi, Ve her şeyin orada bittiğini? —Diyemeden sana dur şöyle beri, Girdin zaten sen çat kapı içeri. Şimdi sensin misafir, gitmez geri. Zaten pek çoktur ki düşüncelerin Görmedim bir lafta ezildiğini… Geçenden kalma var sorularım Sen istersen oradan başlayalım. —İstemek ne kelime ki bayılırım Tek, tek cevap vermeye çalışırım. Hatırımda geçen sordukların, Yaptıkların ve yapmadıkların: TV başı seyre dalmaların, Sabahları uyanmamaların, Ha bir de okulun ve işlerin, Var mı daha hatırlatmadığın? —Var aslında ama şimdi kalsın, Hele şu sorunlar gerçeğe varsın. —Tamam, o zaman biraz konuşayım, Dinle önce TV yi anlatayım: Evli ya da bekâr fark etmiyor Yavaşça seni teslim alıyor Yapacağın her şey kenar kalıyor. Bir kere hayal gücün çalıyor Olayda düşünmeni engelliyor… Zaten faydalı bir şey de içermiyor Oturan, oturduğuyla kalıyor… —Eee sonra sonuçta ne oluyor? —Her şey havada asılı duruyor; Evliysen karın ilgi bekliyor, “Keşke biraz da konuşsak” diyor, Sonra yavaşça sihir bozuluyor. İşte o an çatışmalar başlıyor Ve ip, inceldiği yerden kopuyor… Bekârken durum hiç farksız değil, Sorumluluğun pek de az değil. Diyorsun ki “okul okuyorum, Bazen ödev yapamıyorum, Okula her gün geç kalıyorum Üstelik çok TV izliyorum.” Ne diyeyim sana şimdi bilmem ki Bilsem etmezsin dediğimi iki Derim ki sök yerinden TV yi Zarardan fazlası değil çünki… Hem zihnin de dağılmış oluyor, Yaptığından bir şey anlamıyor. Kısaca dikkatini bozuyor Yalan hayallerle dağıtıyor… İzledikçe usanmadan izliyor Ardından kalma stresi başlıyor Ve panik atak baş gösteriyor… Şimdi gelelim asıl meseleye İnelim tehlikenin kökenine: Gördün yaptığını TV´nin di mi? Onu mu tercih ediyorsun şimdi? Çalıyorken senden benliğini Söyleme bari onu sevdiğini… —Bu akıl buradan ne çıkaracak, Dediklerinin sonu neye varacak? —Bahane değil yani kılmamana O sımsıcak huzura varmamana… Vakit girdiğinde kalk ayağa Al abdest birebirdir uyuşukluğa! Bu kadar sorun açıyorken başına Yol göster gitsin TV saçmalığına Ve dalıp git sen Hakkın huzuruna… Hem sabah mevzusu vardı di mi? Hiç izledin mi güzelliğini Yoksa farksız mıydı turuncudan Ya da hep aynı gün mü sıradan? Sabah kalkmak güzel olur namaza; Gün ve sen, beraber aydınlanmakta, Siz ki gecenin kirini atmakta Yeni güne tertemiz başlamakta… Bırak sen evin aydınlanmasını. Gördün mü hiç Hak yansımasını! ? Rengârenk güneş dağılmasını Gökten yere doğru taşmasını! … İşte namaz farkına vardırır, Her şeye bir anlam kazandırır, Yaşadığın andan zevk aldırır, Yani günü, sıradanlıktan kurtarır… —Ne yapmalıyım o zaman peki? Kelimenin bittiği yer şimdi. Bir şey var boğazımda sanki Ağlayamadığımdandır belki… —Hadi ne bekliyorsun kalk ve kıl! Bilmediğin enginlere açıl. Gaflet zincirini kır ah akıl! Seccade üstü gerçeğe saçıl… Hoşça kal demeden gidiyorum. Zaman kaybı olmasın; biliyorum. Tek sözüm sana namaz diyorum Ve secdedeki alnından öpüyorum… … |