İkinizi ÖzlüyorumSizlere yazdığım bu satırlar, Aşk mektubu tadında değil, Size aşk için yazmıyorum. Biliyorum, Ulaşılmaz uzaklarda olduğunuzu. Seni çok özledim bir tanem, Birde babamı. Sol yanımı sökebilsem yerinden, Verebilsem ellerine eski bir postacının, Ulaştırabilse ellerinize, Yanında fotoğrafımla, Bir gün batımında, Tam sevmelik olurdu. Sizler ki ilk sevdiklerimsiniz. Bir sonbahar akşamı, Uzanıverdim uzunlamasına. Islak kumların üstüne. Sırt üstü, Başım ellerimin arasında, Gözlerim yıldızlara dayalı, Aklımda ve yüreğimde, Sen varsın, Bir de babam. Şafağın doğuşu gibi, Yüzüme bakıyorsunuz. Hayaliyle bile, Ömrüme ömür katıyorsunuz. Bunları düşününce, Ağlamaklı oluyorum, Doluyorum. Sağanaklar gibi akmasın gözyaşlarım diye, Kalkıp yürüyorum, Boylu boyunca uzanan kumlara. Düşünüyorum da, Ne ağır bedeller ödedim yokluğunuzda, Omuzlarım düştü be anne, Sakın söyleme babama mutsuzluğumu, Öfkelenir. Yılar yıllar önce, Size vedalar ederken, Nereden bilebilirdim, Bir gün sıranın bana da geleceğini, Teker teker veda edileceğini, Daldan uçan kuşlar gibi, Birer birer uçulup gidileceğini, Nereden bilebilirdim. En büyük dostumun, Yalnızlığım olabileceğini, Nasıl bilebilirdim. 21.9.2013/Ayvalık |
kaç yaşında olursanız olun,
hep ihtiyaç duyar, hep özlersiniz.
Hep anne-babanızın küçük çocuğusunuzdur.