Ömür boyu solmayan gülün dilisinhayrettin taylan hiçbir kelimeye sığınmadan senle görüşmek isterdim hiçbir sese ihtiyaç duymadan sessiz bir şarkıda okunmak isterdim hiçbir nefse akmadan senin nefesinle esmek isterdim hiçbir sözlükte tanımı olmayan bir sözcük gibi olmanı isterdim hiçbirine isim olmayan benli demlerin hoşluğu olmanı isterdim hiçbir yüreğe sızı olmadan gönlümde okyanus olmanı isterdim isterdim ki aşk yağmuru yağsın SENİN İÇİN ...SENİN İÇİNDE. kelimelerim ölümcül cümlelerde can çekişiyor sen yüklem olmaktan çıkalı yalnız bir özne gibi eksiltili cümlenin üç ve uç noktasındayım sevmek dağdı elbette uçurumu vardır diye vurgulandım ayrılığa bunu da kaderin takviminden yırttı hayat , sözsüz sözlerle bunu da kederin atlasından boyattı hayat, sensiz renkliliklerle gelmeni istedim, görmeni istedim en adil mizanım vicdanımı ayrılıkla sevmek tartıda ağırlık ile hafiflik naçar ayrılığı kefesi acının kefenine değiyor sevmenin kefesi yar’yüzüne bu kadar net, bu kadar açık yürek renginde her şey öykündeki sevdamıza öykünen adam benmişim masalındaki ağlak peri senmişsin destanımızdaki aşkımızın oğuz kağan benmişim unutamayış efsanemizdeki kumrular bizmişiz sözcükler doğum yaptı, görmeye gelmelisin gönlünü hediye olarak getirmelisin cümle alem içinde yar cümleciğim ol temel cümleme temeller duruşmasında durulanmış sevdamı tamamla ıssız bir kitapta açılmamış söz güllerini gördüm sensizliğini kokusunu ilmi dimağıma serdiler bir belleğe yükleyip izledim sılanın slaydını dijital bir anın alınyazılı yazılarında okundu bahtın dişital bir duruşun aşk yazmalı yazgılarında okundu tahtın algısal bir akışın bütünleme toplamında okundu yadın bir daha ağlamamalı bu ağlak gönlün bir daha acının filtresinden arınmamalı bu gönlüm everestin içimde derin bir çukura dönüşürken bir daha uzak kalışların ayrılık volkanı patlamamalı sevgilim |
ıssız bir kitapta açılmamış söz güllerini gördüm,
bir daha uzak kalışların ayrılık volkanı patlamamalı sevgilim...