HAR-I FENA
hasran-ı yadigâr bî-çare
gönül gam-ı sukûta düştü devran terk-i hane gam çekene bin duada nazlı can sabır ekip intizara düştü ol elkem ol elkem her dem tespih çekip tövbe diye derde düştü ey sukûtu dilde dirhem ey gönlü hakka yakın eza can-a ins-i selha takdir içinde Nur-u inkar edip gaflet-i cerhe düştü ser cenan bir od-u gül has bahçede celb-i pare bülbül ile demde aşk-ı kudsîye düştü al atlas içinde ay parem ey naz-ı erkân ey gönül şuramda sırr ey sukût-u ezber eden yarim o ki helak-ı beşer harama tamah edip har-ı fenaya düştü |