NE BU KALABALIK, NE BU TÖREN..
Sarılmış sarmaşıklar, yedi veren güller zamana
Tükenip giderken saniyeler, durup bekler sanırsın inatla Vakti gelince şımarık bülbüller öter şen şakrak Sonra yel üfürdü, su götürdü misali akar saatler Rüzgarın savurduğu yaprakları toplamak bize düşer Ağlamak yakışmaz bize feryatlarla Her şeye rağmen hayat devam ediyor derken Ne sen o eski sen Ne ben o eski ben Bir rast terennüm ederken Heyecanla.. Evla bir ışık beliriyor göklerden Med cezirler bizi nereye götürecek bilmeyiz belki Kader çizgisi denilen eşikten atlarken Alnına düşen bir tutam perçem misali gölgeler Hayalini haykırdığın siyah beyaz resimler Dudaklarında belli belirsiz dejavu ezgisi Tuhaf değil mi ? Akasyalar çiçek açarken Sarı sabır çiçeklerini sularken Bıraktığın gibi değilim özetlerken Ne sen o eski sen Ne ben o eski ben Gülümserken Hatırlar mısın bilmem Dilek tutardık kayan yıldızları sayarken Dip notlarımın kuruyan mürekkebi Salaş bir akşamın hikayesi Kurumuş çiçekler defterimin arasındaki Pervasızca kopardığımız takvim yaprakları Konduramadığımız kifayetsizliklerden Anlatmak isterdim bir bir her bir demi Ömür yeter mi ? Ne sen o eski sen Ne ben o eski ben Derken.. Canlanıyor dün gibi Kardaki ayak izlerimizi Kristalleşen beyazlara bürünmüş gelin teli Ağaçlar hiç yaprak dökmezdi Ne mevsimler geçti Dönerken dünya hissettirmeden Sana bir sır vereyim mi Aynı renkleri göremiyorum şimdi Ya sen..? Yine aynı gün Yine aynı saatteyim Yağmurlar yağıyor üşütmeden Islak ıslak geçiyorsun gözlerimin önünden.. Söyle bana.. Ne bu kalabalık Ne bu tören.. HAZAN |
Maziye baktığınız zaman bazen gülümsüyorsunuz bazen ciddi ciddi düşünüyorsunuz ...
Şiir çok içtendi..
Tebrik ederim...