ŞU DÜNYANIN CİLVESİNE BAK HELE!
Her mevsimde allı pullu süslenir
Uzay denen bir gönülde üslenir İlkbaharda çiçek çiçek seslenir Şu dünyanın cilvesine bak hele! Yaz gelince sere serpe açılır Yaylalarda ıtır, kekik saçılır Bilmem, bu yosmadan nasıl kaçılır Şu dünyanın cilvesine bak hele! Bir de yürekleri yakar, kavurur Ekin saçlarını yele savurur Mehtabı, yüreği bir başka vurur Şu dünyanın cilvesine bak hele! Güz gelince başın, saçın çözüyor Kışın gelinlikle güvey süzüyor Altın suda cezp ederek yüzüyor Şu dünyanın cilvesine bak hele! Gündüzleri açık saçık can yakar Geceleri bir tül ardından bakar Samanyolu adlı gerdanlık takar Şu dünyanın cilvesine bak hele! Çok şey bekler bizden bu dünya haklı Altınlar, zümrütler göğsünde saklı Her haliyle cömert değil yasaklı Şu dünyanın cilvesine bak hele! Suyunu içince aklım gidiyor Herkesin çobanı tek tek güdüyor Havası da beni benden ediyor Şu dünyanın cilvesine bak hele! 23.05.1997 |