HERİTutturmuşsun bir duygu akımı Heri asla varmayacağın yerlere gider ayakların. Virgül koymak istedikçe hayata coşkun fırtınalarda gelip gider aklın... Boğulursun en derin cümlelerde yarım bir şarkı ısmarlarsın öldüğün kente. Takarsın gurbeti koluna esersin deli rüzgar gibi Dikmen Vadisin’de... Gelincikler dolsun istersin yamaçlarına... Havalanır durur serçe sürüleri de konacak yer bulamazlar içinde... Aşk hayal edersin ya da hayallerini uydurursun aşka. Hayalle yaşadıkların hayalete dönüşür zamanla... Kış ayazdır Heri, yaşayamadığın baharla... Boşanır kendinden bir celsede yabancılaşırsın bütün mola sancılarında. Oysa ben Heri; Dilim sükût etse de mutluyum harabe semtimde. Hüzün çiçekli yollarda yürüsem de gecelerde kırmızı lastik terliklerimle... Çingene ruhum dokur yalnızlığı her bir heceye Sever adım koşarım uzun yollarda özgürce. Mucize yağmurlar boşalır bardaktan sızar yüreğimin derinlerine, köpek öldüren sancılar. Unutmak istediklerim damlayarak erir tenimde. Çığlıklar atarım çocukça küçük göletlerde sarmaş dolaş olurum aşk girdabında Sıksalar bedenimi sevdiklerim damlar avuçlarıma... İliklerime işler tatlı bir sızı üşürüm yağmurdan sonra çıkan rüzgarda... Acı ve yağmur uçurumuna kaç mevsim sığar ki...? Bir ömür kaç mevsimliktir... Üşüyeceğini bile bile, düş/me satırlarıma Heri...! Yalnızlık her koşulda bir sığınak bulur nasılsa... Ferda Özsoy |