" annemin elleriyle son kez okşayarak affet beni "Bugün simsiyah bulutların kesip bileklerini Kırmızılar yağdıracağım saçlarına Aytülü Seni ne çok sevdiğimi kahvesi solmuş bakışlarımdan anlayamazsın Sırf o yüzden gökkuşağına kaldırıp başımı hiç bakamam Annemin elleri gibi okşanmıyor avluya bırakılmış saçlarım artık Ve gökyüzünde uçuşan kuşların kanatlarında uyuklayamıyorum Yoksul bir mızıkaya değdirip dudaklarımı Beni tam da şakağımdan vururken, Acımıştı serçe parmağım Kül tablasında fahişe kaldırımlarından kalma ölümcül izmaritler Göğüs kafesimde sokak köpekleri öksürüyor Konuşsam küfrederim bilirsin Ya ben seni beklediğim her gecenin koynunda aklıma mukayyet olayım Ya sokak lambaları gözyaşlarımı silerek delirsin Eylülde emzir sütten kesilmeden dudaklarım, Sarısı ezgin yapraklardan kundaklayarak Aytülü Ağladığımı resimle ki Bir kaç asır sonra mavileşen gökyüzüyle paylaşırsın ortadan bölerek Ülkemin uçurtmasız çocuklarının hâlâ yanakları pembeleşir Ve hâlâ bir dağ başında ulur içimi kemiren kurtlar Ben öldüğümün farkına asya kokan saçlarını unutursam ancak varırım Zoraki gülümseyen ankaları kaf dağında bırakır Bir söğüt gölgesine gömerim bildiğim bütün duaları Ay ışığında şuh kahkahalar var Yıldızlarla ört üstümü Ve annemin elleriyle son kez okşayarak affet beni uytun ............ |
temizler bütün bedenleri/günahları/
sahi aşk acısına da iyi gelir mi o melek eller.