Ebediyete Akan NehirEy acıda tepinen, cirit atan cazgırlar Merhameti nasırlı, insanlığı sağırlar Ey ipini koparmış ipsiz sapsız fırtına Kararan aklıselim gözü dönmüş saika Ey gazapla yerleri gökleri inletenler Bencillik peşrevini her fasıl dinletenler! Yetsin kara ağızla güne çalınan kara Duygu sömürüsünde koparılan yaygara! Kıyamete dek değil n’olur azıcık susun Kininizi bir kez de içeri doğru kusun Çekilin canevine, bir an girip çileye Benlikten soyutlanıp soyunun gaileye Düşünceye buyurun vicdan aklı okusun İplik iplik eğirip tezgâhında dokusun Acıdan acı sağıp kin mayalamak neden? Daha kaç can çıkmalı canımdaki haneden? Neden göze çekilir ön yargılı perdeler? Kimin yüreği yanar, kimin bağrını deler? Neden bu gidenlerin çileli havası var? Neden mahşere kadar davanın davası var? Cennet mi cehennem mi ölenler ne tarafta? Kalanlar yapıştırır yafta üstüne yafta Yezitlerin ardına düştükçe katar katar Ne düşmanın karnı tok ne düşmanlık aç yatar! Eteklerdeki taşlar dökülsün ortalığa Sonra en masumunuz atsın kalabalığa Hesapta adı geçen mertçe burdayım desin Ne almışsa canandan bedelini ödesin Hak yerini tez bulsun işine geldiğince Mazlumun yüzü gülsün haksızı deldiğince El verin de doğrulsun vurduğunuz doğrular Cevapla doyurulsun efkârdaki sorular Özünden dönen dönsün anında kor ataşa Ve ırmağı bırakın yatağıyla baş başa… 06.03.2014 Salih ERDEM |
EMEK verilerek hazirlanmis bir siir.
Her siirinizde oldugu gibi yani.
Tebrikler Salih Kardes.
Selam ve SAYGILAR...