YARIÇIPLAK AŞK
Yılların diliyle sesleniyorum
Kayıp ve yasaklı zamanlardan Kaç yüzyılın yüküyse ayrılık Şirazesinden taşarak Ve aşk hangi yüzyılda tüketilmişse bu kadar Su gibi Ekmek gibi Gece gibi saklanıyor Bir kara telaşla Ne azlığı karar Ne de çokluğu Elma şekeri çocukluğum Büyüyor ellerimde Büyüyorum Hiç de anlatıldığı gibi güzel değildi Kuş ötüşleri Bir karamsar göç tellalıydı mevsimler Diyarlar ve uzunca yollar Ölü karlar ülkesi Beyaz karanlıklar Yatağı çamur,bebek Bebeği ölüm yükü,anne Anne;hıçkırık sesi Biraz daha serüvensiz Biraz daha katıksız Ekmek tadında Kısık lamba aydınlığı Fakir cümlelerimiz Kendimizden Yani yoktuk Çoğul bir hayatta Yalnızdık Ebed ve ezel gibi Gözyaşlarımız ağıt olurken Seneler, takvimlerde asılı kalan Şiirsizdik ve sahipsiz Uzun menzilli düşünemezdik Sıcak bir turuncuyu da... Yarı çıplakken çocukluğumuz Bir aşkı doyuramazdık Kaldırımlarda Ölü karlar ülkesi Çiçekli pencere önleri Soluk mavi gökyüzü Biraz daha kedersiz Biraz daha katıksız Ekmek tadında Kimsesizdik Çoğul bir hayatta Biz yalnızdık.. BİLAL YÜKSEKTEPE |