Korkunun Tanığıdır Gece / 1I.- Giriş - Kırılmış bir aynadır gerçek sandığın her şey …- korkunun tanığıdır gece sınırlarda gezinir. iklimsiz yağmurların ve vakitsiz göçlerin gözlerinde yeşerir -yoklayıp tetiğini yurtsuz ütopyaların.- gözleri zifir, dişlerinde kan. ölür ölür dirilir en olmaz vakitlerde. ve sessizce dökülür yıldızsız gökyüzünden, karanlığın tutsağı yitirilmiş kabuslar. tırnaklarındadır hep katledilmiş düşlerden kendine miras kalan. korkunun tanığıdır gece koyaklarda dolanır. çeker tüm perdeleri yıldızların üstüne. iç çeker Ararat iç çeker Munzur. ve Dicle ve Süphan. elleri soğuk ellerinde kan. bazen Kawa’ya kızar, bazen Dehak’tır gece. bir yalaz çalar bazen tanrılardan -hesapsız.- doruklardan kül yağar ve doruklardan duman. İbrahim olur bazen güllerin arasında ilahi aşkla yanan. korkunun tanığıdır gece gözlerinde barınır. üşür gözbebeğinde yarım kalmış rüyalar. gözlerin ürkek gözlerin ıslak gözlerin yalnız. düşlerin soğuk düşlerinde kan. kırılır zincirleri zincirsiz bir kölenin. uyanır Spartaküs uyanır uyumayan. düşlerine kar yağar ve düşlerine isyan. Pir Sultan olur bazen bin senenin ardından yine gülle uyanan. korkunun tanığıdır gece. ve korkar tanıklıktan… II.- Rüya - Ya simurg gerçek değil, ya Kaf Dağı çok uzak…- korkunun tanığıdır gece dağ başlarında uyur. ne rüzgârla konuşur ne selam verir güne. öyle bir yerdedir ki, uluyan çakalların seslerine karışır mavzer uğultuları. ne ses duyulur başka ne de göz gözü görür. kırılırken dalları uçurum güllerinin kırılır umutları sahipsiz sessizliğin. kimliksiz kalır sabah kimliksiz kalır sema. yıldızlar usul usul söndürürken geceyi uykusuz bir sabahın kuşanmış kalesinde düşlerini sis bürür. korkunun tanığıdır gece zifir gördükçe büyür. en olmaz saatlere sığdırıp karanlığı kırar tüm aynaları, görmez; kendini bile. elleriyle afişler “aranıyor” hükmünü ve ne kadar suç varsa yüklenip üzerine; ya intiharı vurur ya kendini öldürür. bir çocuk çığlığıyla uzanır bazen güne. bazen aşk kadar uzak bazen çöl kadar kurak bazen gün kadar yasak bir hülyaya vurulur. tanıktır en olmaza uyurken tüm kâinat. tanıktır karanlığa ve ne kadar mum varsa - sabahı aydınlatan - birer birer söndürür. korkunun tanığıdır gece. …ve kaçar tanıklıktan… 17.01.2008 Beylikdüzü |
Benim gibi değişik tarzlarda yazıyorsunuz.Karar tutturamıyor muyuz dersiniz.
Dağ ve ırmakları sembol kullanarak ülkemizde asırlardır süren siyasi,dini ve etnik
kargaşalara değinirken sanırım" halklara özgürlük" fikrini işlemişsiniz.
İran mitolojisindeki "Gave Destanı" ve omuzlarından yılan çıkan Dahhak'ı değişik
şekillerde yazmışsınız.Yazdığınıza göre Gave'nin kanlı önlüğünü bayraklaştırarak
gaddar Dahhak'a isyanını biliyorsunuz.Korkarım bu örnekle de bir isyan bekliyor
sunuz.
Umarım kardeşlik içinde yaşamak arzusu daha şairanedir.Yeter ki ülkemiz daha
yaşanır bir yer olsun.Sizi izlenmeye değer bir şair olarak görüyorum saygılar.