ARDA KALAN
Ah şu Allah’ın belası ayrılık, ah ki ah...
Tam alıştığında, tam Aşk’a ulaştığında.. Tamda mutluluğa kavuştuğunda vururmuş insanın sırtının,ortasına ortasına.. Şiirler yazdırır en kütük dediğin adama,o kahrolası,Allah’ın cezası ayrılık, Aslında, nede güzel hayallerin vardır ondan önce, Çok mutlusundur ve öyle yaşayacaksındır sonsuza kadar.. Ama şu ayrılık, birde kaybetmişlik, birde yitirmişlik olmasa... Sanki hiç ayrılmayacak gibi tutarsın ellerini, yer eder avuçlarında onun elleri.. Sonra çat kapı gelir... O, yok olasıca ayrılık, İzin bile almadan girer yüreğinizin odacıklarına, Özlemek denilen bir piçe teslim eder sizi. Adamın, feleğini şaşırtır,salaklaştırır, Söylemeye gerek bile yok işte, kısaca seni ondan,onu senden uzaklaştırır... İnsan yemeden içmeden kaç gün yaşar, sorusuna en güzel örneğe teşkil ederler seni... Anlatırsın, seninki de dert mi olur aldığın cevapların... Dert ulan, canım yanıyor demek istersin, sesin bile çıkmaz susarsın.. Yediğini değilde,diyemediğini kusarsın, şiir şiir... Suçu yıkacak birilerini ararsın etrafında, Herkes suçludur senin için... Annen,baban,dostların. Bir sen ve o masumdur kainatın bütün suçlularına inat. Ya o anlatılan cennet olmasa, o zaman ne yapardın ? Çünkü bütün kavuşmalar oraya bırakılmıştır ya... Siz orada kavuşacaksınız dır ya, Şimdi,’acı bir elvedadır arda kalan.’ Şimdi,hoş çakaldır sana kalan. Şimdi,’acı bir elvedadır arda kalan.’ Şimdi,hoş çakaldır size kalan... Hoş çakal, Hoş çakal, Hoş çakal... Çağlar Öcal |