Mezarlık
Bitmez sanılan şu hayatın son durağıdır mezarlık,
Her gün önünden geçer de anlamaz bunu insanlık. Hesabın yüze çarpıldığı, soruların cevap aradığı yer, İnsan işte o an, ölüm meğer gerçekten varmış, der. Yağmura, kara, soğuğa boyun eğer mezar taşları, İnsanın ne badem gözü kalır orda ne keman kaşları. Tek sermayesi dünya olan orada okur: Allah baki, Orada insan anlar; tüm zevkler geçici, ölüm hakiki. Rengârenk çiçekler de bir hiçtir, pahalı mermer de, Sadece derin bir karanlık ve yalnızlık vardır içerde. Elbet hazindir, mezara girip dostlardan ayrılmak, Ve bir süre sonra dost diye taşa toprağa sarılmak. Mezarda gece de birdir, gündüz de; yaz da, kış da, Belki geçerken bir vefalı Fatiha okur, hatırlayıp da. Dört duvar arasında mahşer gününü hayal edersin, Günahların mahcup eder, tekrar dirilmek istersin. Kimsesizliğin dayanılmaz çaresizliği mezarda bekler, Ölümden asla korkmaz, hesabını verebilen yürekler. Dünyada nasıl yaşandıysa mezarda da o dile gelir, Mezarlık cennet yolunda duraktır, inanan bunu bilir. |
Yüreğine sağlık üstad
Kalemin susmasın
_____________________________________Saygılar