BİR BAŞKADIR URFA!
Urfa’yı daha uzaklardan bile gördüğünde,
İçini aniden tarifsiz, garip bir heyecan sarar. Dumanlı dağlar, senin etrafında döndüğünde, Gözlerin yüreğinle beraber gökyüzüne bakar. Sarı taştan yapılmış evler görürsün birer birer, Hangi çocuğa bakarsan bak sana gözleriyle güler. Burada misafire “yabancı” değil “ev sahibi” derler, Israrla kendi evlerinde seni ağırlamak isterler. Urfa’nın sokaklarında dolaşırken garip olursun, Kendini samimi insanların karşısında bulursun, Değerler değişse de, ister ki aslı bozulmadan dursun, İçinden dersin: “Allah sizi değişmekten korusun!” Çiğ köftenin, lahmacunun bakarsın afiyetle tadına, Sofradan kalkanlar görürsün şükrederek Allah’a. İçtiğin çayın, mırranın fiyatını; ısmarlayana sorma, Karşılıksız ikramın ne olduğunu idrak et doyasıya. Balıklı Göl’de düşün İbrahim Peygamber’in çilesini, Bediüzzaman’ın boş kabrinde ara yiğidin gurbetini, Eyüp Nebi’nin makamında kıyasla sabrını, eziyetini, Ellerini açıp semaya kalbinden söyle duanı, dileğini. Ayrılmak çok zordur Peygamberler şehri Urfa’dan, İnsanlığın ölmediği ve ölmeyeceği bu diyardan. Fransız’ı kovmak için geçmiş Urfalı anadan, yârdan, Kıyamete dek korusun Urfa’yı ve Urfalıyı Yaradan! |