DOKSANLARDA KALDI
Bundan 10 yıl öncesini hatırlıyorum. 2003- 2004 falan. O zamanlar çocuktum ve tamda çocukluğun yaşanılması gerekn çağda çocuktum. Herkes doksanlardan bahseder ama ben 2009 a kadar yaşanılabilirdi çocukluk. Bende öyle yaşadım işte. Unutulur mu o yıllar! Sabahtan akşama kadar sokaklarda koşardık. Eve uğramazdık bile. Alırdık; peynir, ekmek, domates. Sererdik sofrabezini o yemyeşil bahçelere. Birde nazo yok mu! Hep beraber piknik yapardık tozla, toprakla karışık. Kardeş payı vardı. Şimdilerde ise kalleş payı olan. İnce uzun çıtalardan çadırlar yapardık. Üzerine naylon poşetler , eski püskü örtüler örter, içerisinede gazete koyardık. Bütün sokak orada evcilik oynardık. Erkekler çıkardı dışarı sözde çalışırdı. Kızlarda çadırın içinde yani evinde ordan burdan topladığı çimenle, çamurla, yaprakla yemek yapardı. İnce dallar çatal, bıçak, kaşık olurdu. Kapaklarda tabak.Çimentoyla, kiremit tozlarıyla karışık bir harç yapardık. Yaprakların içine dökerdik sonra. Dolmaydı işte bu. Bir türlü kapatamadığımız sarma!
Bazen tam oyunun en heyecanlı yerinde annemiz bağırırdı camdan : Koş bize iki tane ekmek al, sofra hazır hadi eve, baban geldi seni öldürücek çabuk ol! ... Bunlardı çocukluğumuzun aksiyonları. O ortamı bırakıpta gidemezdik bir türlü eve. Hava kararırdı, biz hala sokaktaydık. Saklambaç oynardık. Herkes köşe bucak saklanırdı. Ne de zor gelirdi onları bulmak! Kız- erkek karışık dokuz taş oynardık. Ayıplardı millet. Heleki anneler yok mu!Koca karılar.Bütün dedikodulara ortak olurduk. Çocuktuk. Ama yinede açmazdık ağzımızı.Ayıp olurdu.Birde nasıl utangaçtık.Arkadaşların yanında fırlama,ama büyüklerin yanında da bizden edeplisi yok. Ne günlerdi be! Bayram yaklaşınca kıpır kıpır olurdu yüreğimiz.Alışverişe giderdik ailece. Her istediğimiz alınırdı. Bayram gününe kadar saklanırdı şekerler. Bir şekilde bulup aşırırdık.O zamanlar aşırmanın tadıda ayrı bir güzel oluyordu.Arife günü baklavalar yapılır, içecekler hazırlanırdı.Zaten o arife günü akşamı varya!O akşam ev bambaşka kokardı.Neşe kokardı sanki!Heyecandan uyuyamazdık.Sabaha zor kalkardık.Bayram sabahı gelince hazırlanır, erkeklerin namazdan gelmesini beklerdik.Onlar gelincede sırayla bayramlaşır, harçlığımızı alırdık.Sonrada yeniden bütün sokak dışarı! Güzeldi geçmişimiz.Çocukluğumuz güzeldi.Şimdi çocukluk yok. İletişim çağı var.Dışarı baktığım zaman sokakta maç oynayan çocukları görmem gerekirken; ellerinde telefon, kulaklarında kulaklık, birbirleriyle alakası olmayan bir nesil görüyorum. Nereye gidiyor bu nesil? Ben doksanların çocuğu değilim.2009 a kadar doksanlardaydık yaşıtlarımla.Artık kimse doksanların çocuğu değil. Hepsi teknoloji mağduru yeni çağın çocuğu! NUR YALAP |
kusursuz olagan üstün bir paylaşım
bir birinden güzel sözcükler
seven yüreğin meyves işte bu
dediten harika bir sunum olmuş