oniki
Yağmuru seviyorum, sisi, soğuğu
Gökyüzüyle deniz birleşiyor ufukta Birleşiyor ve bir bütün gibi duruyor Dünyanın sonu gibi sonsuzlukta Saat on iki oldu çayımı yudumluyorum Saat zaten hep on iki ben hep çayımı yudumluyorum Bir yudum daha alıyorum ve bir dize daha karalıyorum O güzelin hassalihasını düşlüyorum -derin bir nefes sigara ve bir yudum daha çay- Güvercinlerin, martıların kanat çırpışını dinliyorum Bir yaprak yere düşüyor, bir diğeri göğe yükseliyor Yerçekimine karşı geliyor bir karanfil Karanfiller öyle değil mi zaten -hırçın, aykırı Rüzgar kulağıma bir şey fısıldıyor -saat on iki- Gideyim ben Gelmeyecek o gemi… Eve gittim yattım Ertesi gün aldım haberini Gelmiş meğerse o gemi Gelmiş sahile beklemiş Biraz daha beklemiş Daha fazla beklemiş Fazladan da fazla beklemiş Bir gün geçmiş beklemiş İki gün, üç gün, dört gün geçmiş beklemiş Aylar yıllar geçmiş gene de beklemiş Ama gitmedim ben hiç, gidemedim Çünkü bambaşka bir sahilde Bambaşka bir gemideydim Ve saat hiç geçmedi Hiç geçmedi ki zaman Saat hep onikiydi Bir saniye bile geçmedi |