Bir Annenin Çaresizliği
//Manaya, manasızlığı yüklemek mi!
Dostun dikenine katlanmayı bilmek, bilebilmek miydi marifet? Hayatın yokuşlarını tırmanırken, Yuvarlananı tutmak mı yoksa düşene vurmak mıydı marifet? // ... Dilini dönek ve kaypak yapan neydi? Ellerini, ellerinden çekip alan! Ne mâna kalmıştı ne gaye! Göz göre göre gidiyordu devirerek her şeyi! Islak sabun gibi kayıyordu ellerinin arasından ... Birey olmak, özgürlüğe kanat çırpmak adına İçi boşaltılmış din, mesnetsiz olgular... Albenili tuzaklarla esaretin zincirine vurup Kıyıyorlardı gözlerin nuruna... Çaresizliğinin sesi ,dile geliyordu ansızın; ’Bir an donsa akıp gitmese zaman Faili meçhul bir cinayet işlense Kefenlenip gömülse, bağrımın; en mahrem, en sıcak, en emin yerine Ve en derin, en içten sevgileri sunsam ona Anne rahminde düşer gibi yeniden Düşse kollarımın arasına öylece kalsa... Ebediyen...’ Ve gecenin bağrını delerken gözyaşları, Hıçkırıklara karışan yakarışlar yükseliyordu semaya Mengeneye vurulmuş anne yüreğinden //Eğer tek suçlu zamansa! Boynundan tutup asalım meydanın ortasında Ki; öldürmesin çocukları.// 18 Şubat 2014 |
’Bir an donsa akıp gitmese zaman
Faili meçhul bir cinayet işlense
Kefenlenip gömülse, bağrımın; en mahrem, en sıcak, en emin yerine
Ve en derin, en içten sevgileri sunsam ona
Anne rahminde düşer gibi yeniden
Düşse kollarımın arasına öylece kalsa... Ebediyen...’
Ve gecenin bağrını delerken gözyaşları,
Hıçkırıklara karışan yakarışlar yükseliyordu semaya
Mengeneye vurulmuş anne yüreğinden
//Eğer tek suçlu zamansa!
Boynundan tutup asalım meydanın ortasında
Ki; öldürmesin çocukları.//
Hüzün dolu anlatımdı okudum üstad
Yüreğine sağlık
Kalemin daim olsun
_____________________________________Selamlar