Her şey olmazsa küstük mü oluyor…
bir palyaço kalbi taşır aşk içi başka dışı başka....
ilkin ılık bir akıştı buluştu gözler de göz bebekleri irkilmeyle büyüdü ve küçüldü mimiklerin hayretleri arasın da bir garip ışıktı ki savurup da düşürdü içime el yüz ve göğsün titrek heyecanı dizlerin bağına inerken ürkek bir sıcaklıktı yayılıp da yaktı içimi ve dışımı gülüştü bir an tebessümlerim heyecanla umudum kanatlanıp hüznü aştı birden “bazen bir ışık ve bazen de zifiri karanlık bir dünyadayım şimdi” aşk elinde bir değnek ve kaval olan çobanın güdümünde gibi bazen kavalın nağmelerinde erir dizginsiz ruhlar bazen de bir taşın veya değneğin izleri barınır yürek esintilerinde maşallah yolumu ve yönümü dürterek çırpındırmakta ve meşk ipine tutunmuş atlar mahmuzlamakta “”ve ruhuma hep çomağı sokup durdukça dizginsiz bir tay gibiyim düşünce eline ve diline”” biran da çıktı tereddütler önce bakışlarımız pustu aniden bir karabasanlar kapladı saf yüreklerimizi nazar değişte umudu kaçmışçasına birden küstük kaderimize alınıp gücendikçe acılar içinde kahrın külleri ekildi tümden umutlara oysa o görkemin yanına bu hüzün hiç yakışmamıştı ki taşa atsan o bile kabul etmezken haspayı belki de kabulü hiç mümkün değilken eyer ruhunu ayartan kem sesler çoğaldıysa aklı saran ne varsa çözülüp düşer yerlere gönlün bam teline öyle bir acı oturtulur ki çöküşte boşlukta kalır bakışlar “”bu denli şaşkınlık hayra alamet de değil ki ya ilk adımdan itibaren yamaç çıkarsa karşına”” durdum ve şöyle bir düşündüm anası mı kızımı ipimin pimini kim çekecek ki orta oyunu gibi her şey aşikar “kural bir” sen uyacaksın fitne fücur küpüne sığmazsak yakardı çıramızı kafir bir an gelir elektrik akımlarının sonu hepten boş çıkar ne elde ne ayakta bir ısısı kalır o görkemli hislerin “”nefreti mide bunaltısını işte o anda öğrenmiştim sevginin nasıl oynak olabileceğinin izlerini de”” şöyle bir düşündüm ve titredim yaş yirmi bir olsa da genç olmaya genciz de yaşı kemale erenlerin sonu ne ki hiç duyup görmedim ki dengi dengine çalan sevgi davulunu ilk demler de bile plaklar hep hüzün çalmıyor mu arabesk yağmurları altında ıslanmayan kaldı mı ki nasıl bir yaşamsa bu kim kime dumduma her tür şey soğuk algınlığı gibi yürek ateş pahası yangınlar da atinin başı kıçı belli olmaz ki tutunacak bir dalı olmazsa aşkın sevgiyi boyayıp kara çalmakla kara sevdamı olur hal böyleyken kim kime güvenle tutunup sarılabilir ki en iyisi sevmemek sadece sevilmeyi bekleyip de görmek tutuğumuz eller madem hep bırakıp da kaçıyor bizleri bizde bir sürpriz lades yapalım onlara o an onlar ellerini uzattığı anda biz tutup bırakmayalım madem ki “” ve de sobeleyelim onların şaşkın yüreklerini belki o zaman haspalar uzattığımız ellerimizi bırakmamayı öğrenirler belki”” (17.02.2014) AZAP… |
ama ilk kez bir şiirinizi okuyorum, ilk kez bir şiirimi okudunuz ve belki de gene ben
öyle sanıyorum.
Gerçek duygularla yazılmış bir şiirdi okuduğum ve" hadi canım sende demediğim" şu da var
elbet her şiir kurgu olmaz, her şiirin de sadece gerçek olmadığı gibi.
Yunan ve Latin edebiyatının asırlardır tüm dünyaca örnek alınma sebebi de verilen
eserlerin gerçek yaşamları anlatmasından kaynaklıymış, kaynaklar böyle söylüyor.
Aşk ve sevgi kuşku yok ki çok güzel duygulardır ama şiirde de vurgulandığı gibi saf
ve içtense...
Kutluyorum emeğinizi ve yüreğinizi.
Saygılarımla.