Fahişe Düşünceler Düşünde … 1Sessizlik... Kapatıyoruz! diyor içimdeki kepenkler Kapatıyormuş kalpkapakcıklarımı idare eden hücreler Ve kapanıyoruz içimizde – dışımızda, Bilindik, bilinmeyen herşeye Göz yorgun, nefes ağır Salıyor kendini beden uyku denen muammaya Ve açılıyor görülmeyen perdeler Sahne dünden razı üzerinde tepinilmeye Gerçek yalanlar sırayla çıkıyor Oyun basliyor. Asil Beyin, içindekiler şahsına zimmetli şerefsizliği İşlevi; Kanlı bıçaklı düşünceleri masumane lanse telaşesi Ve dahi Faili meçhule namzet kelimelerin yüzyıllık didişmesi Biline ki Düşünce doğurduğu gayri meşru piçin bilirkişisi Doğan yine türetmeye devam ediyor aynı piçliği... Tekerrür oluyor herşey Görende, görünende aynı yolun gidicisi Sessizlik .. Alkışlar yavan Alkışlayanlar eksik Esas Kız söylenmekte, anlattığı bilinmeyenin efsanesi Ah .. Anlamı anlamsızca ifal ediyorum Yok mu bu garibin namus bekçisi ? Anadan üryan sözlere isyan ediyoruz / ediyorum/ ettim Gidiyor muşum kime ne? .. Ruhu viran, el pençe karşımda salınan bana yar mıki? Soruların dibi delik Cevaplar bölük pörçük Ha var, ha yok Silik mi silik Kuyu derin, sessiz, karanlık Düşüyorum elimden tutan O mu? (- var mı?) Bırakıldığım boşluk sonrasızlardan Bosluğun içindeki Yar mı? Kontrolü kaybederken .. (O sesleniyor ) - O sandığın insan sanki sana deva mı? Sessizlik.. Alkışlar yavan Alkışlayan eksik O içimde yine, sahnede Ve sahne bomboş aksine Yaşı geçmiş fahişe - susmayan aşina ses Kendi gibi düşmeli yanına yaklaşan her güzel Ve kendi gibi pörsümeli her yeni yetme his Yarım yamalak suratsızlıgıyla gülümsüyor Akmış makyajı, salçım saçak saçları Gözlerinde ince sızı, dilinde benden çaldığı zehiri -Kan ağlıyorsun kızım bu neyin böbürlenmesi? Diyor ve başlıyor o bilindik / bilmediğin Mahalle kavgası tadında, anlamsız mevzular çekişmesi Haybeye sözler, Hay Bey kimdir diyen saf benlikler Gelip geçenlerin yüzlerine bile bakmaya takatsız göz emmaresi Ve pezevengi olduğum hayatımın Yaşayacağım belkide en sakin gecesi Sabırla bekliyoruz bugünün / o günün geçişini ... Sessizlik.. Perdeler hala açık Sahne boş, tıklım tıklım kalabalık Gaibden bir ses! Akşam olacak Yine herşey elimde ve dilimde Akşam olacak birgün Bugünse o gün Bir başka batmalı güneş Bir başka acımalı / acıtmalı Ben, ben, ben ve ben Gittiğini görmeli kendisinin Giden kendisi, kalan kendisi, uzakda bir Yar Herşeyden habersiz, saf, sakin Yada öyle olma endişesinde Söylemeli revaya nail olmamış o Yar Fahişesi, rahibesi, pezevengi içimde cümbüş bana -Bırakıp gittiğini görmemek için çevirme kafanı Eğilmesin başın hissettiğin acıya Bakar körü oyna Seyircisiz arena olsun ruhun sana Sen yaralı, ben yara Yarana yar olamadım üzgünüm İzin ver bağlansın yaram sana Sat bu seferde benim için İçindekileri beş paralık acıma Yar diyemedin bari yaram ol Kana kana ben ol Sessizce kanayan yanım ol! Sessizlik... Alkışlar yavan hala Alkışlayanlar eksik Ses gaib, geldiği yer meçhul, söyleyen hepten garip! Bir başka batacak bu akşam güneş Bir başka kızıllanacak çehresi güzelin Ve bir başka küfredecek dünyaya isyanlar Sokaklarda yan kesici namus Parkında ahkam kesen yaşlı Oynarken yitirdiklerini farketmeyen çocuk Uzaklarda, olmayan Yar …..(diğerleri) Toplandık -Kardeş kimindi bu cenaze namazı? Mefta bencil, ceset soyut Soğuk taş hayallerde mevcut Odaklanmış donuk bakışlar Gördüğü görülmemiş insan gözüyle Ölü canlı, canlılar ruhsuz Gidenin adım attığı kaldırımlar yok bu şehirde Şehir ıssız, şehir sessiz, şehir olmadı ki hiç o yerde Ağız dolusu tüküren ümit utanmıyor Sevdanın gözünde yok yari Duyguların hepsi somut Gerçekler elle tutulmuyor Yar demediği hala uzak, hala masum Yarası dokunmadan kanıyor içinde - içimde Sessizlik... Esas Kız! Uzanmışım sere serpe musallayı yatak bilip Selamı okuyor içimde biri Ayakta - önümde bekliyor yaşlısı, fahişesi, genci Soruyor gereksiz bir ses -Ne zaman defni? Perdeler hala açık Kabusu oynayan rolüne sadık Ve Bölüyor haykırışı sessizliği Bitmeli artık Uyandırın beni ... |
yorum olarak kabul edin çünkü yorum yapamayacağım...
saygı ve kocaman selamlar gönderiyorum fısıltıyla....