2
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1928
Okunma

sonsuzluktan aldığım nefesti
ıslak kokusunu duymak dişbudak saçlarının
ateş hırsızıydı gülüşün
gözyaşlarımızın buluştuğu yerdi cennet
yaşların deryası şimdi gözlerim
kızıl fırtınayla dalgalanan iç denizlerinde
göz göz koşan deniz atıyım
suyu yakan tuzum
saklanabilir değil ateş
bir gün kullanılmak üzere
biliyorum
duymasaydım kokusunu gelinciklerin
dokunmasaydım gök kuşağına
kanamasaydım kirpilerin birbirine sarıldığı yerde
kanmasaydım pınarlarına göğsünün
kopup gitmezdi gelecek en ince yerinden
gizlenilesi bir günah değil(d)im
kemiklerim kadar beyaz bir sabırla
zapt edemediğim aceleci bir çığlık arasında
godot yu ya da mesih i değil
yüreğimin acı sıcaklığıyla
sarar diye bir gün aşkı bekleyen(d)im
arslanlayu kükreyen
kuş çığlıklarıyla doğan
aşktı yaşam
anlıyordu kendini (y)algın
tek derdin aşk olsun derken
aşkla anılmak isteyen kadın
dolaşırken yılankavi dokunuşlarla
düş çizgilerinde vücudunun
bir gün bile geçmezken
duymadan gün eşini sesinin
nasıl razı olunur
boğum boğum sessizliğe
sinek kuşları konmuyor artık kalbime
yıldızlara asılı bir salıncaktan düştüm
melekleri gördüm düşümde
şeytanın onu tasvir ettikleri kadar
korkunç olmadığı
bir yerdeydim
sen kara kanatlı gökyüzü balığı
canımı yak benim, sustur kalbimi
kana kana içeyim
dil ve dudakların dansında
senden gelecek zehri
orada, sevdiğim renk ahenk mercanların arasında
uçarken öleyim
Barba
5.0
100% (14)