YİTİK BİR ANI
Gün dalında bir kayısı kurusu..
Balının ışığında bir hatıra kutusu.. Tadı damağımda hikayeler saklanacak kuytu.. Yollara koşuşun düşer aklımın en uzak yerine.. Değirmenlere karşı hepimiz birer oyuncu.. Oynama rüzgar elbiseli kız benimle.. Ben ki Martıların kanatlarından düştüm.. Yeryüzü mabedinin öyküsüne.. Annem masal kuşuydu , babam ot kafalı.. Çimen ekerdik toprağın göğsüne.. Babam ağlar , sulardı.. Annem gülümser ve susardı.. Oynama benimle kırmızı pabuçlu çocuk.. Ben ki kırmızıyı suçiçeği izlerimde uyuttum.. Bahçemizin karartılarında korkularımı menekşeler altına koydum.. Camları sevdim aynalar yerine.. Yaslandıkca soğuk geldi yaşlandıkça gerçekti.. Aynaları sevmedim mesela onlar sahteydi.. Oynama benimle zaman.. Ben ki vakti indirdim avuçlarıma.. En sevdiğim oyuncağım mavi uçurtmam.. Ve bekle beni sen ADAM.. Geldim ben hadi uyan.. |
Hangi set duyguların önünü kapatabilir.
Yürek sesi susturulamayan, sessiz çığlık. mürekkebi bitmeyen kalem. başa çıkılamayan volkan gibi..
Şiirlerini ve duygularını telefonundaki kayıtlarından dinlerken, gözlerime söz geçiremiyor ve hakim olamıyordum.
Sevgili kardeşim melek, uzun uzun yorum yazmayacağım. Duygularına yazın o sıcaklarda asırlık çınar ağaçlarının yaprakları bile eşlik ederken, ben burada ne yazarsam yazayım. Etkisiz kalır.
Yolun ve bahtın açık olsun.
Yüreğine sağlık kardeşim.
sonsuz sevgilerimle.