PİŞMAN DEĞİLİM.......... ........ Acemi Yalancı nakaratlara vurgulu Şâyâk çulsuzluklar giydirilmiş Yalınayak Baldırı çıplak senaryoların soytarılığına bulanmış Bir sevdâ düzenbâzlığıydı bizimkisi ..... ........ Tesâdüflerin varlığıyla yokluğunun Yağlı meydanlarda güreş tuttuğu Sarışın Alengirli bir Ekim’in falancalı gününde Yalnız kalmışlığın toyluğuyla “-Merhaba…!” denen Ve Kar sağanağı Kırçıl bir Ocak filâncalığında Büyük ses uyumlu yeminlerin garantörlüğünde Nefesi ölüm kokan hayâllerin diriltildiği Gelecek kipli yüklemlerin dillendirildiği Canların cananlara fedâ edildiği Sepelek bir Sonbahar Bozgunu’ydu belki de Ne sen farkındaydın Beni gözü bağlı haraç verdiğin cehennemlerin Ne de ben bilebilirdim İbrâhimî bıçakları kesiklerinden kanatan sözlerimin Yıkanmadan kefenlendiğini Aforoz edilmiş günâhkâr ıslıkları dolayıp İğnelerle delinmiş dilimin gözeneklerine İnkâr edilmiş Redd-i mirâs kimlikleri sıkıştırıp Akrep sokuğu ceplerime Yüzüne tükürülmüş bir onuru Haysiyetine küfredilip sövülmüş bir gururu Alıp alınıp üstüme İnâdına sevmiş İnâdına savunmuştum Senden yana olan her şeyi Son Sevâbım’dın Kutsalım dedim sana Affet beni Pişman değilim Yalanın ve madrabazlığın incecik bileklerini büktüğü Patetik umarsızlıkları İnatçı kırılganlıklara dönüştüren Dönüşü olmayan hesapsızlıklardı 4 mevsimi hazan tuallere renklerimizi düşüren Bir Eylül sonu Ekim başıydı gittiğinde Hazandı Gözü kan çanağı Hastalıklı Yaslı Ağlamaklı salya sümük zamanlardı Yaprak dökmeyen hüzünlerin notalarında Mızrâbını unutan Nihâvent zırlamalar bırakmıştın Kanayan dudaklarıma Güneşe perdelerini kapatan Sancılı geceler doğururdu gözlerim her sabah Yırtarak Münker Nekir sorgusunda çarşafları Peltek Kekeme “-Acaba..?”ların “-Yoksa…?” ların diplerine istiflenen İrkinen Ünlem ve ünlemsizliklerin iliklerini kemirdiği Kanı çekilmiş Kantarlık bir cenazenin hamallığını yapmaktı Senden sonra yaşamın sözlük anlamı Ecelle bu kadar kol kola Toprakla bu derece koyun koyuna Azrail’le bu kadar dost Bu kadar sevgili Tenine bu kadar hâin Bu kadar vefâsız bir ruh daha görmedi Görmeyecek Leyla’yım diyen Aşkları sırtüstü düşük yapan Körkütük ahmâk avunuklar Son Baharım’dın Hazanım dedim sana Affet beni Pişman değilim ..... ........ |
Güneşe perdelerini kapatan sancılı geceler doğururdu gözlerim her sabah, .............
bu nasıl bir his nasıl bir hissiyat çok duygulandim yureğıne sağlık