MUHABBETİMİZ BİTMEZHaktan yana görünüp, hukuku itenlerin, Esâmesin okusam şu âhir ömrüm yetmez! Kendini Türk’ ten sayıp yurdu yönetenlerin Türklere ettiğini, inan kırk gâvur etmez... Soyuma sövülürken göz yumup da susanı, Hâin gürültüsünden korkup, sinip, pusanı, Halkına sırt dönerek millete kin kusanı; Millet affetse bile, gönlüm asla affetmez... Yalnızca dürüstlüktü vatandaşın talebi... Öyle söz ettiler ki, halk sandı gelen nebi! ! İcraatını gören dedi; "bunlar ecnebi..." Hep yalan dolan ile devlet bacası tütmez! Çekilen tüm çileler düzende acziyetin... Görün, bini bir para çekilen eziyetin! Hep başta geziyorsun, nedir ki meziyetin? Bunca ezâyı çeken, elbet başında tutmaz! Ecdat yadigârını dış güçlere sunanlar, Bir dirhem terlemeden yurda girdi Yunanlar! Gâvurun parasıyla ihyâ olduk sananlar; Öyle lâf-ü güzâfla peynir gemisi gitmez... Kaldı şimdi son köşe, sen hep o köşeye bak! Pâdişahlık mı derdin, düşündüğün şeye bak! Üzme tatlı canını, dert etme, neş’eye bak! Bizim, kutsallara hiç muhabbetimiz bitmez! ! Antalya-2014/02 TDK: esâme: adlar, isimler, isim listesi... nebi: kendisine kitap indirilmemiş peygamber. ecnebi: yabancı... acziyet: acizlik, güçsüzlük, beceriksizlik... meziyet: kişiyi benzerlerinden üstün gösteren nitelik. lâf-ü güzâf: boş ve faydasız laf... |