DÖNÜLMEYEN Y(S)OLBir sen bir ben bir de ayrılık vardı ufukta.. Bir güvercin boynunun narinliğine bağlıydı aşk sağa sola çevirdi de başını bir geriye dönmedi. Giden geri gelseydi babam mezardan gelirdi derdi annem. O yüzdendi belki de umutları bir kurşun sıkımı kadar uzağımda hep son mermiyi kendime saklayışım vurulduğum yerden ölmeden bu kadar kolay kalkışım dönemem diye korkumdandı belki de. Gün döner devran döner aşk dönmezdi geriye. Çocukça bir hevesle yapışmışım hayata misketlerim koynumda çemberim de gül oya çeviriyorum sokaklarımda. Elimde Demokles’in kılıcı yel değirmenlerine saldırıyorum görünmüyorum çocukluğumun Zagor’u olmak amacım okumayan öyle çok ki bu zamanda belki de o yüzden tanınmıyorum. Sen göklerin en uzak yıldızı sevgili... Kül tablama söndürdüğüm sigaramın dumanı gibi yakarsın gözlerimi son demidir bitmesinin buna rağmen hala nasıl yakarsın g/özlerimi. Ayvazım DENİZ |
Kıskacına tutulurken göğün
Kayan yıldıza dilek dilerdim hep
Bundandır beklediklerime
Umduklarıma
Ve hayallerime ulaşamayısım
Kalbim kırılır diye hep yükseğe koyardı annem
Bide kulağıma takardı küpesini nasihâtin
``Çıktığın kapıyı hızla çarpma ki, belki geri dönmek istersin`` derdin de güzel annem
O kapıdan hiç çıkmadım ki ben
Geri dönmek için pişman olmayı bekleyeyim.
Şairemin öpüyorum satırlarından