Sehven sustuğunda bu gelişigüzellik beni sen söyle ilk. Bilirkişim ol musalla da ve yaşanmışlığımı söyletme kimseye! Derine çiz hüznümü,neşesini sal gitsin şarkılarımın.
Başladığım her duam ruhsatım olsun. Bölüştüğüm her vaktin şahidine ikramım sayılsın ya da. Ama sen söyle iyiliğimi, iyiliğini bildiğimi bildir.
Saygın sıfatlı nazarını ser gölgeme. Gövdeli kanatlarını aç yüreğinin. Bayrağım sen ol mesela yarını varsa adımın. Bir başkası sen bilsin beni. Sen, ben bilsen de günahını ben de,sen bileyim her hayrı. Sana yakışandır çünkü bana dair olan her ihsan. Çağır ve buyrunuz de sala’ma!
İnsanin derdi gözüne gerili mertek imiş, bildim. Derdi yakınında durunca bir dev oluyormuş, gördüm. Derdinin dermanı basbas bağırırken sağır, ben burdayım ey dert sahibi derken kahır oluyormuş, anladım. Şimdiyse bir çöl ıssızlığına mahkumum. Ne sesim var ne sesimi arzulayan!
Bir ölünmek davası olmalı insanın. Zor zamanlar da adanıp gidebileceği. Bir zorluğun fevkinde, bir yitikliğin dibine indiğin de ya da vazgecildini farkedip suspusluğun orta yerinde terkedildiğinde. Hızını artırıp ömrünün son demine bir hamlede varmalı! Başka olacağı yok çünkü hayatın. Başka da seveceği yoksa daha durup durulmanın bir hükmü de kalmamış demektir. Bir helallik pankartı açıp sıvışmalı tezelden bu zamandan!
Ol dedi olduk öl dediğinde öleceğiz! Olduğumuz vakitten öleceğimiz vakte kadar neysek o olacağız. Olduğumuz halin şükrü öleceğimiz halin sabrı olmalı, bu siretin suretini söylemeliyiz hayata. Ben, beni böyle susmayı diliyorum. Ben, senin beni böyle söyleyip şahitlik yapmanı istiyorum. Çünkü ben seni sadece böyle anlatıp susacağım. Dahası bir kaç şiirin içine katıp başka kalplerin ağızlarına da söyleteceğim!
Bir ölmenin daha süsü olacağım bugün. Şiir gelecek yüreğime, zehrolan nefesimi dökeceğim vakte. Kabataslak bir hesapla gün-ahlarımın cehennemini boylayacağım. Her bir sözcük dilimde infilak edecek. Ben yine bir süsü olacağım ölmenin. Kanımı kurutacak,sesimi yutacağım. Aklım uçurumlardan atacak kendini. Suçüstü yakalanıp suretsiz bir aşkı tadacağım. Duman duman savrulacak ruhum ve ben ölmenin ucuz bir haberi olacağım!
Ve sen bir kez daha okuyacaksın. Ölmemin kanıksanmış ilanını. Beni yargılayıp hakkım olanı teklif edeceksin aklına. Kalbin sükut ederek ölmesi kurtulması oldu diyecek. Benim daha ölmeyi öğrenmemiş bir çaylak olduğumu bilmeden! Katıksız bir aşkla yaşadığım bu hayatın künhünü henüz çözemediğimi umursamadan. Ve şiir kıratında söyleyebileceklerime bakmadan. Öldü, kurtuldu hayat diyeceksin! Öldü, hayat bize kaldı diyeceksin
Sen,ben,biz ve onlar. Herşey yarını olduğu kadar umut, yarını olduğu kadar kıymet. Dünün mihrabı yıkık, mızrabı kırık. Sen daha çok yarınsın bana, ben daha çok dünüm kendime. Biz hep yarın olmanın hükmüyüz. Onlarsa dün olmuş çoktan. Mavinin sesi, yeşilin kokusu, beyazın korkusu ve her rengin duası olmuşuz aslında hepimiz. Bir kez kendimiz olduk çocukken. Şimdi büyüdük onların adına,sanına,şanına ram olmak için. Ne kahır!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şatahat III şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Şatahat III şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Kelmenin tam anlamıyla şiir ve her tavir ve hareketinizle,Muhteşemsiniz.Tebrik,takdir başarı şükranlarımla.Yüreğinize sağlık afyet.Ve ömrünüze berket harika insan.